23. Hukuk Dairesi 2011/2296 E. , 2012/721 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile ihraç edildiğini, oysa davalının yükümlülüklerini yerine getirmeyerek müvekkiline isabet eden dairenin inşaatını devam ettirmediğini, bu nedenle müvekkilinin daireyi kendi imkanları ile tamamlayıp bitirdiğini ileri sürerek, ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ihtarlara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle haklı olarak ihraç edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ihtarnamelere rağmen yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının ihraç edilmesinin haklı olduğu, davacının kendisine isabet eden daireye yapmış olduğu harcamaları aidat borcuna mahsup edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi" nin 16.10.2007 tarih, 2006/9965 Esas,2007/12920 Karar sayılı ilamı ile, ortak hakkında parasal yükümlülüklerin yerine getirilmediği gerekçesiyle ihraç kararı verilebilmesi için gönderilen ihtarların 1163 sayılı Yasa"da ve anasözleşmede öngörülen şekil şartlarını taşımasının yanı sıra, gerçek borç miktarını veya bu miktarla fahiş bir fark yaratmayacak miktarı da içermesi gerektiği, davacının kooperatife herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürmek suretiyle ihtara konu borca da itiraz ettiğine göre mahkemece, davacının ihracına dayanak yapılan gerçek borç miktarının hesaplanıp, bu açıdan da ihtarnamelerin geçerli olup olmadığının değerlendirilerek, neticesine göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyularak, ihtarnamelerdeki borç miktarı ile gerçek borç miktarının uyumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alımasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.