Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3654
Karar No: 2020/1882
Karar Tarihi: 17.02.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/3654 Esas 2020/1882 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/3654 E.  ,  2020/1882 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.2014 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.02.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir.
    Erzincan Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararı davalı ... mirasçısı ... vekili ve ... temyiz etmiştir.
    Dairemizin 03.02.2014 tarihli, 2013/13837 Esas, 2014/1268 Karar sayılı ilamı ile "...Dava 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açıldığından asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Erzincan Sulh Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
    Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Elbirliği mülkiyeti ortaklarının tüzel kişiliği yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak elbirliği ortaklarının tümüne aittir. Bu özelliğinden dolayı da elbirliği halinde mülkiyette ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
    Somut olayda, davacı eski 36 parselden ifrazen oluşan ve halen iştirak halinde malik olduğu 3110 ve 3111 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
    İpoteğin kaldırılması isteminde tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerekir. Ortaklardan biri tek başına dava açabilir ise de açtığı bu davanın devam edebilmesi için öteki ortakların açılan davaya muvafakat etmeleri ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davaya devam edilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazlarda elbirliği halinde mülkiyetin söz konusu olduğu davacının da elbirliği halinde maliklerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davaya katılmayan ortakların davaya muvafakat etmeleri bu da olmaz ise Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci huzuru ile davaya devamla bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
    K A R Ş I O Y
    Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir.
    Davacı,...öyünde bulunan 36 parsel sayılı taşınmaz üzerine, davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile ifraz görerek 3110 ve 3111 parsel numaralarını alan dava konusu taşınmaz üzerindeki, davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı tarafından temyiz etmiştir.
    Hüküm, dava konusu taşınmazın iştirak halinde mülkiyete tâbi bulunması ve maliklerin tamamı tarafından dava açılmaması nedeniyle, taraf teşkili sağlanmadığından sayın çoğunluğun görüşüyle bozulmuştur.
    Mülga 743 sayılı Kanunu Medeninin iştirak halinde mülkiyetin hükümlerini düzenleyen 630. maddesine ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 702. maddesine göre; aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir mala iştirak halinde malik olan ortaklar, haklarını ve özellikle malik oldukları şeyde tasarruf yetkilerini ancak oybirliğiyle verecekleri karar mucibince kullanılabilirler.
    11.10.1982 tarihli ve 1982/3 Esas, 1982/2 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da, mirastan doğan iştirak halindeki mülkiyet ortaklarından birinin ya da birkaçının kendi adına 743 sayılı Kanunu Medeninin 618. maddesi hükmüne dayanarak üçüncü kişilere karşı açtığı elatmanın önlenmesi davalarında, davanın yürütülebilmesi için diğer ortakların muvafakatının alınması ya da 743 sayılı Kanunun 581. maddesi hükmü uyarınca bir mümessil tayini gerektiğine, ortaklardan birinin tek başına davaya devam edemeyeceğine karar verilmiştir.
    1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 702. maddesinde, mülga 743 sayılı Kanununun 630. maddesinde yer almayan bir hükme dördüncü fıkra olarak yer verilmiştir. Bu hükme göre; bir mala, iştirak halinde ortak olanlardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir ve bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.
    702. maddeye eklenen bu fıkranın gerekçesinde: Bu yeni fıkra ile ortaklardan her birinin, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği, bu korumadan da bütün ortakların yararlanacağı; yeni eklenen bu fıkra ile uygulamadaki ihtiyacın karşılandığı; 743 sayılı Kanunun 630. maddesindeki hüküm nedeniyle, içtihatlar ile çözülmesinde güçlük çekilen bir sorunun giderildiği; iştirakli (elbirliği) mülkiyet kurumuna yöneltilen eleştirilerin en önemlisini giderecek bir hükmün getirildiği; iştirakli mülkiyet ortaklarından her birinin, ortaklığa giren hakları dava yolu ile veya diğer yollarla koruma yetkisine sahip olacağı; bu korumadan bütün ortaklar yararlanacağı, fakat davacının davasını kaybetmesi halinde, bu durumdan diğer ortakların haklarının etkilenmeyeceği açıkça belirtilmiştir.
    Maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi, mirasta terekenin tâbi olduğu elbirliği mülkiyetine yöneltilen en güçlü eleştiri, birlikte hareket etme zorunda olmaları nedeniyle mirasçıların bireysel olarak terekedeki hakların korunması amacıyla hareket edememeleriydi. Maddeye eklenen dördüncü fıkra, bu eksikliği giderme amacına yönelik olarak getirilmiştir. Olağan koruma eylemleri ve buna bağlı olarak onarımlar, mahsullerin toplanması ve bozulacak olanların satılması, acele olarak yapılması zorunlu bulunan işlemin yerine getirilmesi, elatmanın önlenmesi, tapu sicilinde hak sahipliğinin belirlenmesi gibi taksimi mümkün olmayan talepler, ortaklardan her biri tarafından müstakil bir şekilde dava yoluyla ileri sürülebilmelidir.
    Birlikte mülkiyete konu bir taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması ortaklardan birisi tarafından talep edilir ve dava sonunda ipoteğin kaldırılmasına karar verilir ise bu durum, taşınmazın durumunu iyileştirici niteliği haizdir. Mahkemece takdir olunacak ipotek bedelinin ödenmesinden davayı açan ortak sorumlu olacağından, diğer ortakların haklarına bir halel gelmez. Bu sebeplerle, birlikte mülkiyete tâbi bir taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması taleplerinde ortaklardan birinin davacı tarafta yer alması yeterli olup tamamının davada yer almalarına gerek yoktur. Bu değerlendirme, 4721 sayılı Kanunun 702. maddesine eklenen dördüncü maddenin sözü ve ruhuyla da uyumludur.
    Açıklanan nedenlerle, taşınmazın tapu kaydı üzerine konulan sınırlandırmayı gideren, ipoteğin ve bu yöndeki şerhin terkinine yönelik dava, tüm ortakların menfaatına bulunduğundan, davacı ortağın tek başına dava açabilmesi mümkün olup, davanın esasıyla ilgili temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmesi gerekirken, davacı taraf yönünden taraf teşkili sağlanmadığı gerekçesiyle hükmün bozulması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi