19. Ceza Dairesi 2019/32220 E. , 2019/15356 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünü içerir gerekçeli kararın sanığın savunmasında bildirdiği adres yerine doğrudan nüfus kayıt sisteminde yer alan adresinde Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eski hale getirme talebinin kabulü ile temyiz isteminin reddine ilişkin 18.06.2015 tarihli ek kararın kaldırılarak, sanığın öğrenme ile yapmış olduğu temyiz istemi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında 02.04.2012 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2012/2108 (E) ve 2013/1292 (K) sayılı mahkumiyet hükmünün temyiz edilmeksizin 17.01.2014 tarihinde kesinleşmesi,
Yine sanık hakkında 22.05.2012 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen tarih ve 2012/1957 Esas, 2013/1070 Karar sayılı mahkumiyet hükmünün, Yargıtay 7. Ceza Dairesince 13.04.2015 tarihinde temyiz isteminin reddine dair yerel mahkemenin kararı onanarak kesinleşmesi,
Yine sanık hakkında 04.06.2012 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen tarih ve 2012/1955 Esas, 2013/1068 Karar sayılı mahkumiyet hükmünün, Yargıtay 7. Ceza Dairesince 14.10.2015 tarihinde temyiz isteminin reddine dair yerel mahkemenin kararı onanarak kesinleşmesi,
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında; 02.04.2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2012/2108 Esas ve 2013/1292 Karar sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 10.12.2019 tarihinde bozulmasına karar verilmesi karşısında;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında; 23.05.2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2012/1942 Esas ve 2013/1287 Karar sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 10.12.2019 tarihinde bozulmasına karar verilmesi karşısında;
Anılan dosyalar getirtilip incelenerek ve diğer dosyaların işbu dava ile birleştirilerek suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1-Suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı hususlarından dosya kapsamına uygun olanların, dikkate alınması gerekmekte olup, 436 paket sigarayı satarken yakalanan sanığın eylemi benzer olaylarla karşılaştırıldığında vehamet arz etmediği halde, hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde alt sınırından uzaklaşılarak sanık hakkında fazla ceza tayini,
2-Hükümde takdiri indirim yapılmasında uygulanan Kanun maddesinin ilgili fıkrasının gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3-Hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama gideri miktarının kalemle sonradan yazıldığının onaylanmaması,
4-24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 günlü 2014/140 esas - 2015-85 karar sayılı ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53. maddesinin bazı fıkralarında yer alan hükümlerin iptaline dair kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.