Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, davalı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan göletten davacının taşınmazına, su sızması nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 11.02.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının I.bendinde belirtildiği gibi, bir kamu kurumu tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projesine göre bir yol yapılması dolayısıyla evinin duvarı yıkılan veya bodrum katını sel basan, bir su tesisi yapılması sonucu tarlasındaki sular çekilip ağaçları ve ürünleri kuruyan veya tarlası artık ekin ekilemez hale gelen yahut tarlasının kenarından geçen derenin kuruması yüzünden tarlası susuz kalan veya su tesisinin bozukluğu yahut bakımındaki savsama yüzünden tarlasını sular basıp bu suların getirdiği kumlardan dolayı tarlası artık ekin ekilemeyecek duruma düşen kimsenin uğradığı zararlar gibi zararlar idari kararın ve eylemin sonucundan meydana gelen zararlardır. Bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince işi görmesi de idari kararın sonucu olan birer idari eylemdir. O halde sözü edilen kararda örnek olarak belirtilen bu eylemlerden doğan zararların ödettirilmesi istekleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası"nın 2/1-b maddesi gereğince bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakmaya idari yargı yeri görevlidir. Temyize konu edilen davada davacı, davalı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan göletin drenaj sisteminin yetersiz oluşu nedeniyle taşınmazına biriken suların ağaçlara ve ekili ürününe verdiği zararı istediğine göre, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.