Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4092
Karar No: 2016/4579
Karar Tarihi: 21.03.2016

Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/4092 Esas 2016/4579 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2015/4092 E.  ,  2016/4579 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç :Görevi kötüye kullanma
Hüküm :TCK"nın 257/2, 62, 51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet.


Görevi kötüye kullanma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve sanık lehine mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
.... 31.10.2007 günü saat 13:30 sıralarında Didim ilçesinde kullanmış olduğu motosiklet ile kaza yaparak yaralandığı ve akabinde Didim Devlet Hastanesi acil servisine kaldırılıp burada acil servis doktoru tanık ....(4483 SK gereği, soruşturma izni verilmedi, kesinleşti,,,,, bilirkişi tarafından yetersiz olduğu bildirilen akciğer grafisinde herhangi bir kırık veya patolojiye rastlamadım dedi) ve ortopedi uzmanı .....(4483 SK gereği soruşturma izni verilmedi, göğüs bölgesinde ağrı olduğunu saptadım dedi) tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından, vücut ve kafa travması nedeniyle tetkik ve tedavi imkanları daha geniş üst bir hastane olan ve ancak olay tarihi itibariyle göğüs, kalp ve damar cerrahisi uzmanı bulunmadığı bildirilen Söke Devlet Hastanesine ambulansla sevk edildiği, saat 16:56’da hastaneye ulaştırılan ölenin Söke Devlet Hasnatesi acil polikliniğinde nöbetçi doktor olan sanık Dr. ... ve aynı hastanede beyin cerrahi uzmanı olarak görev yapan (beraat eden) sanık Dr. ... tarafından “sevk içeriği ile sınırlı olarak” muayene edildiği, muayene edildikten sonra 2 saat kadar müşahade altında tutulduğu ve bilahare taburcu edildiği, 01.11.2007 günü sabaha karşı fenalaşıp, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. İhtisas Kurulu’nun 05.11.2011 tarihli raporu ile de teyit edilen İzmir Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 06.12.2007 tarihli otopsi raporuna göre, künt göğüs travmasına bağlı göğüs içi kanama ve kalp tamponadı sonucu öldüğü olayda, ..... mahkemesince de kabul edildiği şekilde, “künt göğüs travmasına bağlı göğüs içi kanama ve kalp tamponadı sonucu” öldüğü vaki ise; sanık doktorun, ölenin muayenesini tam yapmamak(toraks travmasına yönelik konsültasyon istememek) şeklindeki ihmali eyleminin TCK’nın 257/2. maddesindeki suçu oluşturduğunda, sanığın eylemi ile ölüm sonucu arasında illiyet bağı bulunmadığında tereddüt olmadığı, buna karşın, sanığa atfı kabil kusur bulunmadığını bildiren Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu’nun 03.10.2013 tarihli ve “otopside tespit edilen sternum, kot kırıkları, akciğerlerde tanımlanan leserasyonlar ve kalpte tanımlanan laserasyon ile göğüs boşluklarında ve perikard boşluğunda tanımlanan kanın, yeniden canlandırma işlemleri esnasında oluşturulmuş nitelikte olduklarını” bildiren raporunda, .... ölümünün kardiak kökenli olduğunun kabulünün gerektiğinin mütalaa edildiği, bu rapor ekindeki muhalefet şerhinde ise ölümün künt toraks travması sonucu oluşan sol atrium laserasyonu ve bundan kaynaklanan kalp tamponadı sebebiyle gerçekleştiğinin, sanığın toraks travmasına yönelik konsültasyon istememesinin eksiklik olduğu görüşünün bildirildiği ve dosya içinde “yeniden canlandırma işlemlerine” ilişkin yeterli bilgi ve belge bulunmadığı görülmekle; yeniden canlandırma işlemine ait tüm tıbbi belgelerin ilgili sağlık kuruluşundan getirtilmesi, işleme katılan kişi veya kişilerin tanık sıfatı ile dinlenmesi ve yeniden canlandırma işleminin süresi, şiddeti, biçimi ve sonuçları konusunda gerekli araştırmanın yapılması sonrası, sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini yerine, eksik inceleme sonucu mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi