20. Hukuk Dairesi 2017/10863 E. , 2019/1587 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile davalının evinin kapısını onaylı mimari projesine aykırı olarak farklı bir yerden açtığını ve ortak alana beton döktüğünü belirterek davalının çevre düzenlemesine aykırı olarak yaptırdığı kapının kapatılarak açılması gereken yerden açılması ve ortak alana döktüğü betonun kaldırılarak haksız işgaline son verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davacının aktif dava ehliyetinin yokluğu gerekçesiyle davanın usûlden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 26/05/2016 gün ve 2015/9944 E. - 2016/8491 K. sayılı kararı ile "Davacı kooperatif tarafından aynı nedenle ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1381 E-2010/928 K sayılı dosyasında açılan dava, davacı kooperatifin davalının malik olduğu parsel olan 25 sayılı parselde kat maliki ve bu davayı açmak için yetkilendirilmiş yönetici de olmadığı anlaşıldığına göre aktif dava ehliyeti olmadığı gerekçesiyle Dairemizin 2011/7595 E. - 2011/9759 K. sayılı kararıyla bozulmuştur. İş bu davada ise kooperatif adına talepte bulunan ..."ın kooperatifin 22.06.2012 tarihli genel kurul toplantısında başkan olarak seçilmiş ve sözkonusu davanın açılması için yetkilendirilmiş yönetici olduğu, ayrıca 25 sayılı parselde malik de olduğu ve aktif dava ehliyeti bulunduğu düşünülmeden davanın esasına girilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece davacı kooperatif tarafından Dairemiz bozma kararının yanlış yorumlandığı, yöneticiye genel kurulda verilen yetkinin davacıya aktif husumet ehliyeti kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiştir." denilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu, dava konusu binanın belediyece onaylı mimari projesi incelendiğinde bodrum katın garaj girişinin bodrum katın batı cephesinden gözüküyor olmasına rağmen proje harici olarak güney cephesinden bodrum kat mesken giriş kapısının verildiğini, vaziyet planı ve yerleşim düzeni incelendiğinde davalıya ait dava konusu olan K blokun J, M ve L blokları ile oluşturduğu 4"lü gurubun yerleşim şekli göz önünde bulundurulduğunda, bodrum kattaki güney cephesindeki garaj girişinin projesine göre K blok"un mimari projesinde belirtildiği gibi batı cephesinden yapılmasının fiilî imkansızlık yüzünden mümkün olamayacağı, K blokun batı cephesinden K bloka bitişik olarak J ve M bloklarının bulunduğu, burada proje yanlışlığının bulunduğu, bunun da sebebinin her blok için tek tip proje hazırlanması olduğu gözetildiği vakit davacı tarafın istemi doğrultusunda hali hazırda olabilecek tek cephe olan güney cephesindeki garaj girişinin fiilî imkansızlık yüzünden mimari projesindeki batı cephesinden açılması mümkün olmadığı ve bu nedenle men"i müdahaleyi gerektirir bir durum oluşmamakla birlikte, yine davacı tarafın davalının kooperatif üyelerinin ortak alanı olan bölüme beton atarak kendi kullanımına ayırdığı bölüm de atılan bu betonun ortak alana müdahale olarak değerlendirilemeyeceği, atılan betonun binanın zeminini korumak ve su girmesini önlemek amacı ile atılmış olduğu bu nedenle müdahalenin menini gerektiren ve başkalarının kullanım hakkını zedeleyen bir nitelik taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Mahkemece davalıya ait dava konusu olan K blokun J, M ve L blokları ile oluşturduğu 4"lü gurubun yerleşim şekli göz önünde bulundurulduğunda, bodrum kattaki güney cephesindeki garaj girişinin projesine göre K Blok"un mimari projesinde belirtildiği gibi batı cephesinden yapılmasının fiili imkansızlık yüzünden mümkün olamayacağı, K blokun batı cephesinden K bloka bitişik olarak J ve M bloklarının bulunduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmişse de dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin ve özellikle bilirkişi raporunun incelenmesinden; dava konusu anataşınmazın belediyece onaylı mimari projesine göre binanın bodrum kat, zemin kat ve zemin üstü 1. kattan oluştuğu, bina ana girişinin projesine uygun olarak zemin kat doğu cephesinden yapıldığı, ancak bodrum kat garaj girişinin ise belediyece onaylı mimari projede bodrum katın batı cephesinden olmasına karşın, proje harici olarak güney cephesinden bodrum kat mesken giriş kapısının verildiği, mimari projeye aykırılığın bilirkişi tarafından bizzat tespit edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının talepleri doğrultusunda davalının projeye aykırı olarak ortak alana ne şekilde müdahale ettiği konusunda yerinde uzman bilirkişi marifetiyle yeniden inceleme yaptırılıp proje yerinde uygulanmak ve krokiye de bağlanmak suretiyle müdahale edilen bölüm hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan verilmeden belirlenip, eski hale getirilmesi durumunda anataşınmazın statiğini etkileyip etkilemediği, sağlamlığına zarar verip vermediğinin belirlenerek bu konuda tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonucuna göre elatmanın önlenmesine ve projeye uygun eski hale getirilmesine karar verilmesi gerekirken anılan gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2) Yine mahkemece binanın bodrum katın güney cephesinde tretuar niteliğinde 50 cm genişliğinde 4,00 m uzunluğundaki betonun ortak alana müdahale olarak değerlendirilemeyeceği, atılan betonun binanın zeminini korumak ve su girmesini önlemek amacı ile atılmış olduğu bu nedenle müdahalenin menini gerektiren ve başkalarının kullanım hakkını zedeleyen bir nitelik taşımadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmişse de atılan betonun dava konusu anataşınmaza ait mimari projesinde yer alıp almadığı, projeye göre ortak alana atılıp atılmadığı belirlenmeden, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 5711 sayılı Kanunla değişik 19. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kat malikleri anataşınmazın mimari durumunu titizlikle korumaya mecbur olup proje değişikliğini gerektiren tadilatlar için tüm kat maliklerinin muvafakatı ile yapılacak proje tadilat projesinin belediyece onaylanması gerektiğinin ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesinin ikinci fıkrasına göre kat maliklerinden biri bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım, tesis ve değişiklik yaptıramayacağı gözetilmeksizin, anılan gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi.