17. Hukuk Dairesi 2015/5796 E. , 2017/11585 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, sigortalı murisin yolcusu olduğu aracın tek taraflı trafik kazası yapması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkilinin murisin eşi olup destekten yoksun kaldığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 62.022,54 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 62.022,54 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 18.06.2013 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin
ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
6100 Sayılı HMK 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun müteselsil borçlulukta iç ilişkiyi düzenleyen 167. maddesinde ‘‘Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.’’ hükmü yer almaktadır.
Somut olayda sigortalı muris kendisine ait olan ve davalıya zorunlu trafik sigortalı araçta yolcu konumunda olup, kaza ...- ... yolunda aracın gündüz başıboş köpeğe çarpması sonucu tek taraflı olarak 8.10.2010 tarihinde meydana gelmiştir. Dava sigortalı yolcu murisin eşi tarafından aracın zorunlu trafik sigortacısına karşı 16.7.2013 tarihinde 6098 Sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte iken açılmıştır. Davalı vekili yargılamada müvekkiline zorunlu trafik sigortalı aracın dava dışı sürücüsünün kusursuz olduğunu savunmuştur. Mahkemece kusur bakımından rapor alınmamış, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kazaya ilişkin olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/24962 nolu soruşturma dosyasında kaza tespit tutanağına
göre araç sürücüsünün olayda bir kusuru olmadığından kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece alanında uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile tüm dosya kapsamına göre sigortalı araç sürücüsünün olayda kusuru bulunup bulunmadığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenerek, yukarıdaki açıklamalar ışığında raporun sonucuna göre sigortalı aracın sürücüsünün kusursuz bulunması halinde illiyet bağı kesileceğinden davanın reddine karar verilmesi, sigortalı aracın sürücüsünün bir miktar dahi olsa kusurlu bulunması halinde ise, 6098 Sayılı TBK’nın 167. maddesi gereği rücu edilebilecek başka kimse de yok ise, bu durumda davalının hükmedilecek tazminatın tamamından sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 12/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.