23. Hukuk Dairesi 2011/4439 E. , 2012/656 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacının iflasın ertelenmesi talebinin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin çiçek seracılığı üretimi, alım satımı, pazarlanması, ithalat ve ihracatı işini yaptığını, 08.02.2010 tarihinde meydana gelen sel felaketine maruz kalması nedeniyle, üretim olanağının ve yarı mamul mallarının önemli bir kısmını kaybettiğini, yurtdışı siparişlerini yerine getiremeyerek önemli zarara uğradığını, bu nedenle şirketin 2010 yılında özvarlığının yetersiz hale geldiğini, borca batık olduğunu, ancak iyileştirme projesinin uygulanması durumunda şirketin mali durumunu düzeltebileceğini ve borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, 1 yıl süreyle iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin ticari defterlerinde usulüne uygun olarak kaydedilip gösterilmeyen borçların borca batıklık hesabında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ticari defterlerinde yer almayan borçlar değerlendirme dışı tutulduğunda, şirket aktiflerinin daha fazla olduğu,şirketin borca batık olmadığı gerekçesiyle, iflas erteleme şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için, erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir. Mahkemece şirketin borca batık olmadığı kabul edilmişse de hükme esas alınan bilirkişi raporu borca batıklık ve iyileştirme ümidinin varlığı yönünden yeterli değildir. Bilirkişi heyeti şirketin borca batık olmadığı yönündeki hesaplamasını kaydi değerlerine göre yapmıştır. Şirketin aktif varlıklarının rayiç değerleri belirlenmemiştir. Aktiflerin rayiç değeri saptanmadan borca batıklık ve iyileştirme ümidinin varlığı yönünden varılacak sonuç usul ve yasaya aykırıdır.
Bilirkişi heyeti, rayiç bedellere göre şirketin borca batıklığının tespiti için defter kayıtlarında olmayan ve ödemesi yapılmayan tüm borçların evraklarla beraber dökümü gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca defter kayıtlarından şirketin kamu borçlarının ödenmediğinin görüldüğünü ve alacaklılardan ne kadarının ödendiğinin ticari defterlerden tespitinin yapılamadığını belirtmiştir. Davacı şirket tarafından yapılan borç ödemeleri ve buna ilişkin tahsilat makbuzlarının, önceki borçlara mı cari dönem borcuna mı ait olduğunun tespitinin yapılamadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu hususlar üzerinde yeterince durulmaksızın karar verilmiştir.
Mahkemece, şirket aktiflerinin rayiç değerlerinin belirlenmesi, şirketin sel felaketi sonrasında son durum itibariyle pasiflerinin tam olarak tespiti, yapılan borç ödemelerinin belirlenmesi, buna göre şirketin inceleme tarihi itibariyle borca batık olup olmadığının ve borca batık durumda ise iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcılığı üzerinde durularak, iflasın ertelenmesi koşullarının oluşup oluşmadığı saptanmalıdır. Mahkemece bu yönler gözetilerek yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.