11. Hukuk Dairesi 2014/14089 E. , 2015/201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada...... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.05.2014 tarih ve 2013/41 - 2014/241 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, asıl ve birleşen davada davalı ile birleşen davada davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .........tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, davalının müvekkili şirketin ortağı iken 1999 yılında şirketteki paylarını devretmek suretiyle ortaklıktan ayrıldığını, şirketin ortağı olduğu dönemde mal alışı yaptığını göstererek sahte faturalarla şirket dolandırdığını ve zimmetine para geçirdiğini, bu nedenle şirketin 44.690,16 TL zarara uğradığını, hisse devrinden önceki dönem için şirketin vergi kaçırdığı gerekçesiyle müvekkilinin 24.507,19 TL vergi cezası ödemek zorunda kaldığını, meydana gelen bu zararlardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, anılan bedellerin toplamı olan 69.197,36 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; birleşen davada ise, davalılardan......in şirket ortağı ve yöneticisi olduğu, diğer davalıların da muhasebe ve finansman müdürü olarak görev yaptıkları dönem içinde sahte faturalar ile mal alımı yapıldı gösterilerek kasadan para çıkışı yapıldığını ve bu paraların zimmetlerine geçirildiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL"nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı..... vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davanın davalılar vekili, zamanışımı defi ile birlikte esasa ilişkin olarak da davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl dava kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 20.11.2012 tarih, 2012/13294 E. 2012/18694 K. sayılı ilamı ile birleşen dava yönünden bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl davada verilen ilk kararın kesinleştiği, birleşen davada yönetim kurulu üyesi, B gurubu yönetim yetkisi verilen muhasebe müdürü ile finans müdürü olarak görev yapan davalıların, görev yaptıkları dönemde şirkete mal alınmadığı halde dava dışı firmalardan mal almış gibi düzenlenen faturaları ticari defterlere kayıt ettiklerinin, mal bedeli olarak gösterilen tutarları şirket kasasından nakden veya çek bedeli olarak zimmetine geçirdiklerinin anlaşıldığı, olayın vuku bulduğu tarihin sahte faturalar dolayısıyla davacı şirketin kasasından haksız yere paraların alındığı tarih olduğu, davacının zaman aşımına uğramamış alacak miktarının 120.918,19 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle asıl davada verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulü ile, taleple bağlı kalınarak, 10.000 TL"nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı/birleşen dosya davalıları vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili, asıl ve birleşen davada davalı ile birleşen davada davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili, asıl ve birleşen davada davalı ile birleşen davada davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 513,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı/birleşen dosya davalılarından alınmasına, 13.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.