10. Hukuk Dairesi 2020/4839 E. , 2021/4983 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi
Dava, hizmet ve prime esas kazanç tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 20.09.2001-20.02.2013 tarihleri arasında davalı işveren şirket nezdinde 1.800,00-TL ücretle çalıştığının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı SGK vekili cevap dilekçesi ile davalı işverene ait işyeri kayıtlarının incelenmesini, davacının fiilen çalışıp çalışmadığının, çalışmanın niteliğinin, ispatının, tanıkların dönem bordrolarında adı geçen kişilerden olması gerektiği, ödenen ücretin somut delillerle ispatlanması, ücret bordrolarındaki imzalar davacıya aitse davanın reddolunması, HMK’nın 200. maddesine göre ücretin yazılı delillerle ispatı gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kısmen kabulü ile; davacının davalı işyerinde 20/09/2001-11/02/2002 tarihleri arasında 141 gün kesintisiz ve SPEK taban ücreti ile çalıştığının, davacının davalı işyerinde 31/12/2003-05/05/2004 tarihleri arasında 124 gün kesintisiz ve SPEK taban ücreti ile çalıştığının tespitine, dava konusu kapsamda 25/09/2003-21/11/2003 dönemi yönünden hak düşürücü süre nedeniyle olmak üzere dava konusu olup belirtilen dönemler dışında kalan süreler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı feri müdahil Kurum vekili tarafından kararın usul yasaya aykırı olduğu, çalışma süresinde kesinti bulunması halinde, diğer sürelerin de hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiği, tanıkların çalışma sürelerinin istenen sürenin tamamını kapsamadığı, tanık beyanları dışında yazılı ve resmi delillerle ispat edilebileceği belirtilerek, kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu kararın usul ve kanuna aykırı olduğu, çalışmaların hak düşürücü süreye uğradığı, davayı kabule yeterli delil bulunmadığı gerekçesi ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı, 20.09.2001- 20.02.2013 tarihleri arasında davalı işveren şirket nezdinde aylık 1.800,00-TL ücretle çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
506 sayılı Yasa"nın 79/10. (benzer 5510 sayılı Kanun m. 86/8.) maddesine göre Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Kanunda yer alan 5 yıllık süre, hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerekir. Yönetmelikle tespit edilen belgelerin bu meyanda işe giriş bildirgesinin verilmesi durumunda hak düşürücü sürenin işlememesi, ancak iş bu belgelerin içerdiği işe başlama tarihinden sonraki dönem için söz konusudur. Yönetmelikte sayılan belgelerden birisinin verilmiş olması halinde artık hak düşürücü süreden söz edilemez.
Anılan maddenin yorumunda Yargıtay uygulamasına göre, sigortalının çalıştığı işyerinden askerlik nedeniyle ayrılıp terhisini müteakip aynı işyerinde çalışmaya devam etmesi durumunda, davacıya ödenen ücretten sigorta priminin kesildiği hallerde, Kurumun denetim elemanlarınca davacının çalışmasının tespit edildiği durumlarda hak düşürücü süreden bahsedilemez. Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir. Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu"nun 05.02.2003 gün ve 2003/10-7 E., 2//353 K.; 27.04.2011 gün ve 2011/10-52 E.-2011/221 K. sayılı ilamlarında da, benimsenmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Yukarıdaki bilgiler ışığı altında, inceleme konusu olayda 20.09.2001-20.02.2013 tarihleri arası sürekli çalışma iddia edilmiş ise de, SGK kayıtlarına göre, davalı işverene ait işyerinden ilk işe giriş tarihinin11.02.2002 tarihi olarak gösterilmesi ve 11.02.2002 – 25.09.2003 ile 05.05.2004 – 25.03.2013 tarihleri arası çalışma süresinin kurum kayıtlarıyla bildirilmiş olması gözetildiğinde, işbu dava tarihi dikkate alındığında; yukarıda belirtilen ilkeler kapsamında kabule konu yapılan ilk işe giriş tarihi öncesine ait olan 20.09.2001- 11.02.2002 arası çalışma süresinin hak düşürücü süre kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile davanın hak düşürücü süreye uğramış olması nedeniyle reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurumu vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Üyeler ... ve ..."in muhalefetine karşın, Başkan ... ile Üyeler ... ve ..."ün oyları ve oyçokluğuyla 08/04/2021 gününde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Davacı davalı işyerinde 20/09/2001-20/02/2013 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığından bahis ile hizmet tespit davası açmış olup, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüyle davacının davalı işyerinde 20/09/2001-11/02/2002 tarihleri arasında 141 gün ve yine davalı işyerinde 31/12/2003-05/05/2004 tarihleri arasında 124 gün çalıştığının tespitine dair verilen hüküm davalı Kurum vekilince temyizi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 34. Hukuk Dairesince temyiz talebinin reddiyle hükmün onanmasına karar vermiş, verilen kararın kurum vekilince temyizi üzerine katılmadığımız çoğunluk görüşünce davacıya ilişkin olarak davalı işyerinde ilk işe giriş tarihinin 11/02/2002 tarihi olması nedeniyle 20/09/2001-11/02/2002 tarihleri arasında çalışma süresinin hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğinden bahisle bozulmuş ise de;
Tüm dosya kapsamı yerel mahkeme ve istinaf gerekçesi ve Hukuk Genel kurulunun 2014/10-2174 Esas-2017/307 sayılı kararında da belirtildiği gibi kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmalarda kesintisiz devam etmiş olduğundan, hak düşürücü süre söz konusu değildir. Temyiz isteminin reddiyle hükmün bu yönüyle de onanması gerektiğinden çoğunluk görüşüne katılamamaktayız.