Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.09.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; yargı yolu bakımından görevsizliğe dair verilen 14.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R Davacı, 93 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı şirketin taşınmazının önündeki yola trafo yaparak garaj kapısının ve bodrum kapısının önünü kapattığını, bu nedenle taşınmazına yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece bir idari işlem sonucu trafonun yapılmış olması nedeniyle, idari işlemin iptali için idari yargıda dava açılması gerektiği gerekçesi ile yargı yolu bakımından davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar olarak gösterilmiştir. Somut olaya gelince; davalı F....E..Dağıtım A.Ş. bir kamu tüzel kişisi olmayıp, özel hukuk tüzel kişisidir. Davacı, özel hukuk tüzel kişisine karşı elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiş olup, yukarıda açıklandığı gibi idari bir işlem ve kararın iptali istenmediğinden uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesi gerekir. Mahkemece, taraf delilleri değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken idari yargının görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.