8. Hukuk Dairesi 2018/7430 E. , 2020/8233 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı Şirket vekili, davacı adına kayıtlı 33 nolu taşınmazın 31.12.2007 tarihli kira akdi ile davalı tarafça kiralandığını, ancak sözleşmenin, tarafların müşterek iradesi ile 11.07.2008 tarihinde karşılıklı olarak feshedildiğini, davalı tarafın o günden bu güne kadar söz konusu taşınmazı fuzuli işgal ettiğini belirterek, davalının taşınmaza vaki müdahalesinin men"ini, kira sözleşmesinin feshedildiği 11.07.2008 tarihinden fuzuli işgalin fiilen sona ereceği tarihe kadar fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ecrimisil bedelinin her dönem için hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Harcını yatırmak suretiyle sundukları 23.07.2015 tarihli dilekçeyle ecrimisil talep miktarı 98.137,20 TL"ye arttırılmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, verilen ilk kararda, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında, 33 nolu taşınmaza ilişkin 31.12.2007 tarihinden başlamak üzere 5 yıllık kira sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 11.07.2008 tarihinde karşılıklı olarak feshedildiği, iş yerinin ekmek fırını olarak kiralandığı, ancak davalının feshe rağmen malzemelerini fırından almadığı, bu durumun yapılan keşif ve dinlenen tanık beyanlarından tespit edildiği, bu haliyle davalının davacının taşınmazını fuzuli olarak işgal ettiği anlaşılmakla ve mahkemece alınan 22.10.2014 havale tarihli rapor usul ve yasaya uygun, denetime elverişli kabul edilerek, ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kabulüne, davalının 33 nolu bağımsız bölüme müdahalesinin men"ine ve 98.137,20 TL ecrimisil bedelinin her yıl dönem sonundan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı tarafça temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2016/217 Esas ve 2016/550 Karar sayılı ilamıyla, davada ileri sürülen isteklerden elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmasının doğru olmadığına işaret edilerek hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemece, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı vekili tarafından eksik harç tamamlandığı, taraflar arasında 33 nolu taşınmaza ilişkin 31.12.2007 tarihinden başlamak üzere 5 yıllık kira sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 11.07.2008 tarihinde karşılıklı olarak feshedildiği, iş yerinin ekmek fırını olarak kiralandığı, ancak davalının feshe rağmen malzemelerini fırından almadığı, bu durumun yapılan keşif ve dinlenen tanık beyanlarından tespit edildiği, bu haliyle davalının davacının taşınmazını fuzuli olarak işgal ettiği anlaşılmakla ve mahkemece alınan 22.10.2014 havale tarihli rapor usul ve yasaya uygun denetime elverişli kabul edilerek ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kabulü ile, davalının 33 nolu bağımsız bölüme vaki müdahalesinin men"ine, 2008 -2009 yılı için 19.200,00 TL"nin 11.07.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2009-2010 dönemi için 19.200,00 TL"nin 11.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2010-2011 dönemi için 20.784,00 TL"nin 11.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2011-2012 dönemi için 22.932,00 TL"nin 11.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2012-2013 dönemi için 16.021,20 TL"nin 08.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazları incelendiğinde;
Mahkemece, davanın hem elatmanın önlenmesi hem ecrimisil isteği yönünden kabulüne karar verilmiş ise de dosya kapsamı incelendiğinde araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazla ilgili tarafların 31.12.2007 tarihinde kira söleşmesi yaptıkları, sözleşmeyi 11.07.2008 tarihinde karşılıklı fesh ettikleri sabittir. Davalı taraf 30.07.2008 tarihinde fırında kalan malzemeleri için mahkeme aracılığıyla tespit yaptırmış, davacı taraf ise 26.09.2008 tarihli noter ihtarnamesi ile fırındaki eşyalarını almasını davalı tarafa bildirmiştir. Davacı tarafça davalı aleyhine ilk olarak 27.10.2008 tarihinde dava açılmış ancak takip edilmeyen dava hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davalı taraf ise 18.12.2008 tarihinde davacıya ait taşınmazda kalan ve tespitini yaptırdığı fırın malzemeleri için maddi ve manevi tazminat davası açmıştır. Davalı tarafın açtığı tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda 25.04.2012 tarihli kararla davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, ancak dosya taraflarca temyiz edildiğinden kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davalı taraf, 30.07.2012 tarihli dilekçe ile söz konusu taşınmazda davacının ruhsatsız fırın faaaliyetinde bulunduğu yönünde belediye ve kaymakamlığa ihbarda bulunmuştur.
Tüm bu süreç eldeki davanın açıldığı 08.03.2013 tarihinden önce gerçekleşmiştir. Mahkemece, davalının açtğı Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/867 Esas ve 2012/204 Karar sayılı tazminat dava dosyasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılıp, kararın kesinleşmesi halinde yukarıda izah edilen süreç de gözetilerek, elatmanın önlenmesi talebi ve ecrimisil kabul edilecek dönemler hakkında bir değerlendirme yapılarak karar verilmelidir. Açıklanan yönler gözetilmeksizin davacıların elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve davacı lehine beş yıllık ecrmisil alacağına hükmedilmesi hatalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 15.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.