Hukuk Genel Kurulu 2017/1936 E. , 2020/191 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mersin 2. Aile Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü.
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının kendi adına kayıtlı evi müvekkilinin bilmediği olaylar olduğunu söyleyerek yeğeninin adına tescil ettirdiğini, gizli işler yaptığını, müvekkilinin davalıya güvenini yitirdiğini ve 2009 yılında Mersin’e yerleşerek ayrı yaşamaya başladıklarını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, 11.02.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında da 150.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı Cevabı:
5. Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin evlendikleri günden beri maaşını davacıya verdiğini, ortak çocuklar iflas ettiğinde davacının ilgilenmediğini, müvekkilinin ortak çocukların borçlarını tek başına ödemeye çalıştığını, davacının bu duruma kızarak evi terk ettiğini, 2010 yılı Şubat ayında çocuklarla davacının yanına gittiklerinde ise kovulduklarını belirterek davanın reddine, aksi hâlde 100.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiş, tahkikat aşamasında sunduğu 21.04.2014 tarihli dilekçesi ile de müvekkilinin eşini sevdiğini, evliliğin bitmesini istemediğini, bu sebeplerle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise 200.000,00TL maddi ve 200.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Mersin 2. Aile Mahkemesinin 06.05.2014 tarihli ve 2013/236 E., 2014/299 K. sayılı kararı ile; müşterek çocukların tarafların yardımıyla iş yeri açtıkları, daha sonra borçlandıkları, davacıdan kendilerine yardım etmesini istedikleri, davacının kabul etmediği, bunun üzerine davalının davacıdan gizli kendi adına kayıtlı taşınmazın birini bir yakınının üzerine devretmek suretiyle onun adına kredi çekerek çocuklara yardım ettiği, bu olayı öğrenen davacının müşterek konuttan ayrıldığı, tarafların yaklaşık dört yıldır farklı şehirlerde yaşadıkları, davalı vekilinin 21.04.2014 tarihli dilekçesinde yer alan ifadeler ve davalının 06.05.2014 tarihli oturumdaki beyanı da dikkate alındığında davalının eşinin kusurlu olduğunu iddia ettiği davranışlarını affettiği, en azından hoşgörüyle karşıladığı, davacıdan gizli kredi çeken davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, boşanma sebebi davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceğinden manevi tazminat talebinin reddine, davalının da tam kusurlu olması sebebiyle manevi tazminat talebinin reddine ve davalı vekilinin yasal süresinden sonra talep ettiği ve davacı vekilinin muvafakat vermediği maddi tazminat talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Yargıtay 2. Hukuk Dairesince 28.04.2015 tarihli ve 2014/18943 E., 2015/8648 K. sayılı kararı ile;
‘’…Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır,…’’ gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Direnme Kararı:
8. Mersin 2. Aile Mahkemesinin 17.09.2015 tarihli ve 2015/425 E., 2015/610 K. sayılı kararı ile; bozma öncesi kararda yer alan gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
9. Direnme kararı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, dinlenen tanıkların beyanları dikkate alındığında davalının kusurunun ispat edilip edilmediği, burada varılacak sonuca göre davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
11. Boşanma sebebi olarak dayanılan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166/I-II. maddesi;
“Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir” hükmünü içermektedir.
12. İlke olarak her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması, eş söyleyişle davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararın kalmaması hâlinde bu olayın hükümde göz önüne alınması ve böyle bir durumda mahkemenin, davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermesi gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır.
13. Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olgu nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir.
14. Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma istemine ilişkin olup davacı vekili tarafından 01.04.2013 tarihinde açılmıştır. Davanın kabulüne dair ilk kararın davalı vekilince temyizi üzerine, Özel Dairece davanın reddedilmesi gerektiğine yönelik verilen bozma ilamına mahkemece direnilmiş ve direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
15. Direnme kararı Özel Dairece incelendikten sonra davacı asilin 28.03.2019 tarihinde öldüğü gerek nüfus kayıt örneği gerekse davalı vekilinin 02.04.2019 tarihli dilekçesinden anlaşılmaktadır.
16. Eşlerden birinin ölümü üzerine taraflar arasındaki evlilik birliği mahkeme kararına ihtiyaç duyulmadan kendiliğinden sona erer. Ölüm, evlilik birliğini kendiliğinden sona erdiren bir sebeptir.
17. Evliliğin mahkeme kararı ile sona erdirilmesi için açılan bir boşanma davasında eşlerden birinin ölümü hâlinde, evlilik birliği kendiliğinden sona erdiği için konusu kalmayan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir. Mahkemece de bu durum gözetilerek davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmelidir.
18. O hâlde, yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Direnme kararının değişik gerekçelerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.