Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/4778 Esas 2014/2186 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4778
Karar No: 2014/2186
Karar Tarihi: 11.02.2014

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/4778 Esas 2014/2186 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/4778 E.  ,  2014/2186 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacılar, mirasbırakan ..."in, mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 15 ada 23 parsel sayılı taşınmazı oğlu davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, muvazaa iddialarının asılsız olduğunu, davanın kötü niyetle açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “somut olayda, dosya kapsamına ve dinlenen tanık anlatımlarına göre, temlikin mal kaçırma amaçlı yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; miras bırakanın, davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir sebep gösterilmediği gibi, Karataş Özel İdare Gelir Memurluğu’na bizzat miras bırakan tarafından dilekçe verilerek çekişmeli taşınmazın rayiç değerinin sorulduğu ve bildirilen değer üzerinden satış işleminin gerçekleştirildiği görülmektedir. Kaldı ki, değerler arasındaki farkın tek başına muvazaanın delili olamayacağı da tartışmasızdır. Tüm bunların yanında, dinlenen tanıklar olay hakkında bazı bilgiler vermişler ise de, temlik tarihinden itibaren aradan bu kadar uzun süre geçmesine rağmen olayı tüm yönleriyle hatırlamaları hayatın olağan akışına terstir. Öte yandan, her ne kadar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalar hak düşürücü süre ya da zamanaşımına tabi değil ise de, miras bırakanın 15.02.1955 tarihinde öldüğü halde, aradan 55 yıl geçtikten sonra dava açılmasının da Türk Medeni Kanununun 2. maddesine aykırılık teşkil edeceği de açıktır. Hal böyle olunca, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, asıl ve birleşen davanın davacıları tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.02.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    ./..

    -2-




    -KARAR-

    Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davanın davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 1.100.00.-TL. duruşma avukatlık parasının ve aşağıda yazılı 0.90.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.