Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece husumet yokluğundan davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı, 381 ada 1 parselde yer alan 9 numaralı bağımsız bölümü tapuda satın alma yoluyla edindiği halde 10 numaralı bağımsız bölümün tesliminin yapıldığını, tapuda 10 numaralı bağımsız bölüm maliki davalı Bülbül"ün ise 9 numaralı bağımsız bölümü kullandığını, numaralandırılmadan kaynaklanan hata nedeniyle mimari proje ve vaziyet planındaki bölüm numaralarının fiili durumla uyuşmadığını ileri sürerek, anılan bağımsız bölüm numaralarının fiili duruma göre düzeltilmesini istemiş, mahkemece davacının hataya düştüğü iddiasını, sözleşme yaptığı kişiye karşı ileri sürebileceği gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Getirtilen tapu kayıtlarından; 9 numaralı bağımsız bölümün davacı Mevlüt, 10 numaralı bağımsız bölümün ise davalı Bülbül adına kayıtlı olduğu sabittir. Bu tür bir isteğin kayıt malikine yöneltilmesi gerektiği tartışmasızdır. Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.