Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/361
Karar No: 2018/448

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/361 Esas 2018/448 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/361 E.  ,  2018/448 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 107-194

    İş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan sanık ..."ün TCK"nın 116/2, 62/1, 52/2 (madde numarası açıkça yazılmadan) ve 52/4. maddeleri uyarınca 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına ilişkin Zara Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21.01.2010 tarihli ve 132-5 sayılı kararın kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle dosyayı yeniden ele alan Zara Asliye Ceza Mahkemesince 21.11.2013 tarih ve 107-194 sayı ile, CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına, sanığın TCK’nın 116/2-4, 62 ve 53/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
    Bu hükme yönelik olarak Adalet Bakanlığının 01.09.2014 tarihli ve 56645 sayılı kanun yararına bozma talebine istinaden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17.09.2014 tarihli ve 313563 sayılı ihbarname ile dosyanın gönderildiği Yargıtay 2. Ceza Dairesince 10.12.2014 tarih ve 32495-29607 sayı ile;
    “CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi hâlinde açıklanması geri bırakılan hükmün, aynı maddenin 11. fıkrası uyarınca aynen açıklanması gerektiği, ancak önceki hâliyle açıklandıktan sonra varsa hukuka aykırılıkların temyiz ya da kanun yararına bozma yasa yolları ile giderilebileceği gözetilmeden, değişiklik yapılarak açıklanması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına ve müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 12.01.2014 tarih ve 313563 sayı ile;
    “...CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanması gerektiği gözetilmeden, mahkemenin açıklanması geri bırakılan hükümde değişiklik yaparak daha ağır ve farklı bir cezaya hükmetmesinde isabet bulunmadığı cihetle, Özel Dairece kanun yararına bozma istemi yerinde görülerek Zara Asliye Ceza mahkemesinin 21.11.2013 tarihli ve 107-194 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bozulmasına karar verilmesi yasaya uygundur.
    Ancak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi gereğince, bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi hâlinde, cezanın kaldırılmasına; daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi hâlinde ise bu hafif cezaya Yargıtay ilgili Ceza Dairesince doğrudan hükmedilecektir.
    Bu hâlde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay Ceza Dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip gereken kararın da doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerektiği şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, bozma nedeninin, hükümlüye daha hafif bir cezanın verilmesini (3.000 TL ) gerektirmesi, CMK’nın 309/4-d maddesi kapsamında kalması ve yerel mahkemede yeniden yargılama yasağı bulunması nedenleriyle, Özel Dairece CMK"nın 309/4-d maddesi uyarınca karar verilmesi gerekirken, CMK’nın 309/4-b bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu" düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 25.02.2015 tarih ve 917-3718 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan verilen hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması sırasında önceki hükümde değişiklik yapılarak daha ağır bir cezaya karar verilmesine ilişkin kanun yararına bozma konusu yapılan hukuka aykırılığın, Özel Dairece CMK"nın 309/4-d maddesi uyarınca sonuçlandırılması gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanık ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın TCK"nın 116/2 ve 62. maddeleri uyarınca 150 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına, uygulama maddesi gösterilmeden, tayin edilen adli para cezasının, günlüğü 20 TL"den paraya çevrilmek suretiyle sanığın sonuç olarak 3.000 TL adli para cezası ile mahkûmiyetine ve CMK"nın 231. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, itirazın reddine karar verilmek suretiyle 09.03.2010 tarihinde kesinleştiği,
    Kumluca Asliye Ceza Mahkemesinin ihbar yazısı ile aynı mahkemenin 29.01.2013 tarihli ve 149-175 sayılı ilamının ve kesinleşme şerhinin gönderildiği, mezkûr ilam içeriğine göre, sanık hakkında 16.02.2011 tarihinde kamu malına zarar verdiği iddiasıyla açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın TCK"nın 152/1-a ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kesinleşme şerhine göre de, bu hükmün 24.05.2013 tarihinde kesinleştiği,
    Kumluca Asliye Ceza Mahkemesinin ihbar yazısı üzerine duruşma açarak dosyayı yeniden ele alan yerel mahkemece, açıklanması geri bırakılan hükmün CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanarak, sanığın 116/2-4, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verildiği, sanığın yüzüne karşı verilen bu hükmün temyiz edilmeksizin 23.12.2013 tarihinde kesinleştiği,
    Adalet Bakanlığınca; "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenilmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması hâlinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı hâlinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemece daha önce açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen 3.000 TL adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanması ile yetinilmesi gerekirken 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/4 maddesini uygulamak suretiyle hükmü değiştirerek sanık hakkında 10 ay hapis cezasına hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.” düşüncesiyle kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu,
    Özel Dairece kanun yararına bozma talebindeki düşünce yerinde görülerek yerel mahkeme hükmünün 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına ve müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine karar verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    Uyuşmazlığın isabetli bir çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle "kanun yararına bozma" kanun yolu, kanun yararına bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri konularının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
    Öğretide “olağanüstü temyiz” denilen, 5320 sayılı Kanun"un 18. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 1412 sayılı CMUK"da ise “yazılı emir” olarak adlandırılan bu olağanüstü kanun yolu, 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde “kanun yararına bozma” olarak yeniden düzenlenmiştir.
    5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya muhakeme hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması talebini, kanuni nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması talebini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ilgili ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi hâlinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse talep reddedilecektir.
    Böylece ülke genelinde uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri ise, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrıma tabi tutularak maddenin dördüncü fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
    Buna göre bozma nedenleri;
    CMK"nın 223. maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, 309. maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hâkim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda, yeniden karar verilecektir. Bu hâlde, yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar da bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.
    Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması hâlinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu hâlde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır.
    Davanın esasını çözen mahkûmiyet dışındaki diğer hükümlerin bozulmasında ise, (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurucu herhangi bir işlem yapılamayacağı gibi, yeniden yargılama yapılması yasağı nedeniyle kanun yararına bozma kapsamında yeniden yargılama da gerekmeyecektir.
    Aynı Kanun maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca, bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi hâlinde cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi hâlinde ise bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu hâlde de yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir.
    Görüldüğü üzere, bir karar veya hükmün kanun yararına bozulmasının, ilgili aleyhine sonuç doğurup doğurmayacağı, bozma sonrasında kararı veren hâkim veya mahkemede yeniden inceleme, araştırma ve yargılama yapılıp yapılamayacağı, hangi hâllerde Yargıtay’ın doğrudan hükmetme yetkisinin bulunduğu, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde sıralı ve ayırıcı biçimde düzenlenmiştir. Bu düzenlemede, kanun yararına bozmanın sonuçları ve bozma sonrasındaki uygulama saptanırken “karar” ve “hüküm” ayrımı gözetilmiş, ayrıca mahkûmiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Yerel Mahkemenin, CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması sırasında önceki hükümde değişiklik yaparak, daha ağır bir cezaya karar vermesi isabetsiz olup Özel Dairece kanun yararına bozma isteminin kabulüne ve hükmün bozulmasına karar verilmesi kanuna uygundur.
    Ancak bu aykırılık, CMK’nın 309/4-d maddesi kapsamında kaldığından ve yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, belirlenen hukuka aykırılığın Özel Dairece giderilmesi yerine, hükmün bozulduktan sonra müteakip işlemlerin mahkemesince yapılmasına karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, belirtilen hukuka aykırılığın giderilmesi için CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle,
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2-Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 10.12.2014 tarihli ve 32495-29607 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
    3-Belirtilen hukuka aykırılığın giderilmesiyle ilgili olarak CMK’nın 309/4-d maddesindeki yetkiye istinaden karar verilmesi için dosyanın Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.10.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi