Esas No: 2021/28510
Karar No: 2022/4499
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/28510 Esas 2022/4499 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/28510 E. , 2022/4499 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Sanığın, araç sahibi ...'nun kimlik bilgilerini ele geçirerek oluşturduğu sahte sürücü belgesiyle aracı mağdurlar ... ve .....'a satması nedeniyle ayrıca TCK'nin 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davası hakkında mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
A)Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz incelemesinde;
Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.01.2018 tarihli, 2017/463 Esas ve 2018/20 Karar sayılı ve 23.01.2018 tarihli, 2015/962 Esas ve 2018/16 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun'un 81. maddesiyle yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Mahkemenin 16.02.2012 tarihli ilk hükmü, yalnızca sanık tarafından temyiz edildiği halde, bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucu kurulan hükümde sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulandığı sırada kazanılmış hak ilkesinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.06.2011 tarihli, 2011/9-88 Esas ve 2011/116 Karar sayılı içtihadı da göz önüne alınarak, sanık hakkındaki hüküm fıkrasının TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümüne, “5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca aleyhe değiştirmeme ilkesi gözetilerek 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi gereğince mükerrir olan sanık hakkında koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın Erzincan 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/513 Esas ve 2010/11 Karar sayılı ilamına konu olan 3 yıl hapis cezası esas alınarak belirlenmesine” şeklindeki cümlenin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz incelemesinde;
1)Sanığın, ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini kullanarak katılanlara ait oto kiralama şirketinden araç kiraladığı ve buna ilişkin kira sözleşmesi imzaladığı, daha sonra araç sahibi ...'nun kimlik bilgilerini ele geçirerek oluşturduğu sahte sürücü belgesiyle aracı haricen satmaya çalıştığı; ... ve ... adlarına düzenlenmiş resmi belge niteliğindeki sürücü belgesi asıllarına ulaşılamadığı, fotokopiden ibaret belgelerin sahtecilik suçlarına konu olamayacağı ve aslı olmayan belgelerin aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının objektif olarak tespitinin yapılamayacağı, ancak, sanığın imzaladığı kira sözleşmesinin sahte olduğu ve bu belgenin özel belge niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla; sahtecilik eyleminin 5237 sayılı TCK'nin 207/1 maddesi kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle resmi belgede sahtecik suçundan hüküm kurularak fazla ceza tayini,
2)Kabule göre ;
a)Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı suçu birden fazla kez işlemesi nedeniyle TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayini,
b)Mahkemenin 16.02.2012 tarihli ilk hükmü, yalnızca sanık tarafından temyiz edildiği halde, bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucu kurulan hükümde daha ağır cezayı içeren ilamın tekerrüre esas alınmasından sonra, 1412 sayılı CMUK'nin 326/son maddesi uyarınca koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın ilk ilama konu ceza esas alınarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 16.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.