![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2016/8196
Karar No: 2017/11517
Karar Tarihi: 11.12.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/8196 Esas 2017/11517 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : ... . Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl-birleşen dava davacıları vekili, asıl dava davalısı ... vekili ve birleşen dava davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, asıl davada; davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın murisin kullandığı kamyonete tam kusurlu olarak çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, murisin müvekkillerinin eşi ve babası olup davacı eş ...’nın destekten yoksun kaldığını, murisin davacı eş ... adına kayıtlı araçlarla kamyon taşımacılığı yaptığını, daha ziyade davacı eş ... ile her gün pazarlarda tezgah açıp gelir elde ettiğini, ayda net 4.000,00 TL kazandığını, aracın hasara uğradığını, davalı ... şirketinin davadan önce davacı eş ... için 14.225,00 TL ödediğini, hangi kıstaslara göre bu miktarı
belirlediğini bilmediklerini, müvekkillerinin elem çektiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş ... için 100.000,00 TL manevi tazminat, 8.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 500,00 TL araç hasarı, 500,00 TL defin gideri, davacı evlat ... için 50.000,00 TL manevi tazminat, 500,00 TL araç hasarı, 500,00 TL defin giderinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan (sigorta şirketi poliçe kapsamı ve limitiyle sorumlu) müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, birleşen davada; murisin sürücüsü olduğu aracın zorunlu trafik sigortası bulunmadığını, karşı aracın sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısına karşı açılan asıl davanın devam ettiğini, sorumluların kim olduğunun ve tazminat miktarının henüz belirlenemediğini, davacının murisin eşi olup destekten yoksun kaldığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, A)Asıl dava yönünden; davacı ..."ın maddi tazminat isteminin reddine, davacı ..."ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı ..."ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacıların davalı ... şirketi aleyhine açtıkları manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine, davacıların araç hasar bedeli yönünden açtıkları davalarının reddine, B)Birleşen 2015/102 Esas sayılı dosya yönünden; davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine karar verilmiş; hüküm asıl-birleşen dava davacıları vekili, asıl dava davalısı ... vekili ve birleşen dava davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi, manevi tazminat ve araç hasarı istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK"nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Davacı ... kaza tarihinde araç maliki olup; dava dilekçesinde fazlaya dair haklar saklı tutularak davacı ... için 500,00 TL, davacı ... için 500,00 TL hasar bedeli talep edilmiş, mahkemece makine mühendisinden aldırılan bilirkişi raporunda araç hasarı 2.750,00 TL olarak belirlenmiş, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporlarına göre karşı araç sürücüsü %20 oranında kusurlu bulunmuştur. Davacı davasını ıslah etmemiştir. Mahkemece davacıların araç hasar bedeli yönünden açtıkları davaların reddine hükmedilmiş ise de, hüküm hasar bedeli talebinin neden reddedildiğine ilişkin hiçbir gerekçe içermemektedir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de;
a)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve asıl davada maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına (aşağıda (2-c) nolu bentte belirtilen husus dışında) göre, asıl-birleşen dava davacıları vekilinin sair, asıl dava davalısı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
b)Birleşen dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminatın ...’ndan tahsili istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’ndan yararlanma olanağının ortadan kalkmış olması durumunda, 5684 Sayılı Yasa"nın 14. maddesi gereğince kazaya neden olan motorlu aracın kimliği belirsiz ise, kaza sırasında geçerli poliçesi yoksa veya eksikse, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketi iflas etmişse veya ruhsatı iptal edilmişse, çalınan veya gasp edilen araçlardan dolayı işleten sorumlu tutulamıyorsa, ...’na başvurulabilecektir. ... işletenin kusuru nispetinde sorumludur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası"nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (... ..., Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; ... ..., Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
Kanun koyucu, 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
“Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadır:
- İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
- İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
- İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
- Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
- Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
- Manevi tazminata ilişkin talepler.”
hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Somut olayda birleşen dava davacısı ...’nın maliki olduğu ve kaza tarihi itibariyle zorunlu trafik sigortası bulunmayan araç ...’nın eşi tarafından kullanılırken meydana gelen iki taraflı trafik kazası sonucu, araç sürücüsü olan muris eş vefat etmiş, işleten olan davacı ..., kendi aracının zorunlu trafik sigortası bulunmadığından birleşen davayı ...’na yönelterek, sürücü olan eşinin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, mahkemece birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki yukarıdaki açıklamalar ışığında zorunlu trafik sigortasının amacı, trafik kazaları sonucu 3. kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 92. maddesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3.b maddesinde "işleten tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri"nin teminat kapsamı dışında kalacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre işleten davacı ...’nın, işleten olarak kendi sorumluluğunu üstlenen zorunlu trafik sigortacısından, dolayısıyla somut olayda zorunlu trafik sigortası bulunmadığından ...’ndan tazminat talebinde bulunması mümkün değildir. Zira zorunlu trafik sigortacısı (somut olayda zorunlu trafik sigortası bulunmadığından davalı ...), işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığından ve olayda davacı işleten ... davalı ... karşısında zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunmadığından, mahkemece birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle birleşen davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
c) 2918 sayılı KTK"nun 85. maddesine göre "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." TBK"nun 49. maddesinde "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür." hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda asıl davada davacılar manevi tazminatın davalı sürücü ve davalı malik şirketten müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği halde, mahkemece manevi tazminattan sadece davalı sürücü sorumlu tutulmuştur. Oysa ki davalı malik .... işleten sıfatıyla davalı konumunda olup, davalı sürücü ... de haksız fiil faili durumundadır. Aracın işleteni, kusursuz sorumluluk ilkelerine göre oluşan zarardan, sürücünün kusuru oranında sorumludur. Buna rağmen mahkemece davalı araç sürücüsü hakkındaki manevi tazminat istemi kısmen kabul edildiği halde, aynı aracın maliki davalı şirketin de hükmedilen manevi tazminattan davalı sürücüyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaması doğru görülmemiştir.
d) Asıl davada davalı ... Sigorta A.Ş.’nin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince manevi tazminattan sorumluluğunun bulunmaması ve davacılar vekilinin davalı ... Sigorta A.Ş.’ye poliçe kapsamı ve limitiyle sınırlı olarak dava yöneltmiş olması göz önüne alınarak, manevi tazminat talebinin reddi ile davalı ... şirketi lehine manevi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
e) Bozma neden ve şekline göre asıl-birleşen dava davacıları vekilinin davalıların vekalet ücreti ve birleşen davadaki hesaba ilişkin temyiz itirazları ile birleşen dava davalısı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dava davacıları vekilinin sair, asıl dava davalısı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine, (1) ve (2-c,d) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dava davacıları vekilinin temyiz itirazlarının, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen dava davalısı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl ve birleşen davalardaki hükümlerin BOZULMASINA, (2-e) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre asıl-birleşen dava davacıları vekilinin davalıların vekalet ücreti ve birleşen davadaki hesaba ilişkin temyiz itirazları ile birleşen dava davalısı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 767,65 TL kalan harcın temyiz eden asıl dava davalısı ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın
istek halinde temyiz eden asıl-birleşen dava davacıları ve birleşen dava davalısı ..."na geri verilmesine 11.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.