Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/17038 Esas 2015/19121 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17038
Karar No: 2015/19121
Karar Tarihi: 22.10.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/17038 Esas 2015/19121 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/17038 E.  ,  2015/19121 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 19. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 04/12/2014
    NUMARASI : 2014/455-2014/566


    Davacı, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1- Dava, ödeme emrinin iptali talebine ilişkindir.
    Mahkemece, feragat nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davalı Kurum vekilinin temyiz istemi ise, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesi hükmüne göre tefhimden itibaren 8 günlük sürede temyiz edilmediği gerekçesiyle 01/06/2015 tarihli Ek Karar ile reddedilmiştir.
    Davacı Kurum vekili, 15.06.2015 tarihinde tebliğ ettiği, temyiz talebinin reddine dair ek kararı, 22.06.2015 tarihinde süresinde temyiz etmiştir.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321. maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
    Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması zorunludur.
    Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, kısa kararın davalı Kurum vekiline 04/12/2014 tarihinde tefhim edildiği, gerekçeli kararın ise 20.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin kararı 22.04.2015 tarihinde temyiz ettiği ve ekinde harç sureti bulunduğu anlaşılmakla, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşılmış olup Yasa"da öngörülen 8 günlük temyiz süresinin geçtiğinin kabulü doğru değildir.
    Hal böyle olunca, davalı Kurum vekilinin, kararı süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ilişkin 01/06/2015 tarihli ek kararın BOZULARAK KALDIRILMASI ve HUMK 432/son maddesi gereğince asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazlarının incelenmesi gerekir.
    2- Davalı Kurum Vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle, dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.