Esas No: 2019/8586
Karar No: 2022/3531
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/8586 Esas 2022/3531 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve ceza dairesi tarafından incelenen bir dosyada, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurduğu suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hüküm açıklanması suretiyle mahkûmiyet kararı verildiği belirtiliyor. Ancak, mahkemenin kararında bazı hukuki hatalar yapıldığı gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği ifade ediliyor. İlk olarak, suçun işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesinde belirtilen ceza miktarı ile ilgili olarak, daha sonra yürürlüğe giren ve basit yargılama usulünü düzenleyen 5271 sayılı CMK'nın ilgili maddesi arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği söyleniyor. Ayrıca, sanık hakkında daha önce verilen açıklanmasının geri bırakılması kararı çerçevesinde ceza miktarının yanlış belirlendiği belirtilerek, bu kararın da bozulması gerektiği ifade ediliyor. Sonuç olarak, TCK'nın 7. maddesi ve CMK'nın 251. maddesi hükümlerine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyle: TCK'nın 191. ve 50. maddeleri, CMK'nın 231/7. ve 251. maddeleri.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İZMİR 27. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "...basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2) İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2014 tarih ve 2014/359 esas 2014/122 sayılı kararı ile sanık hakkında verilen 10 ay hapis cezasına ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması karşısında, hüküm açıklanırken, CMK’nın 231/7. maddesinde yer alan “Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez” şeklindeki düzenlemeye aykırı bir şekilde, bahse konu hapis cezasının TCK'nın 50. maddesi kapsamında 6.000 TL adli para cezasına çevrilerek mahkûmiyet hükmü kurulmuş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 21/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.