16. Hukuk Dairesi 2016/13108 E. , 2016/9298 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
2859 sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sırasında Çandır Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacılar adına kayıtlı olan eski 434 parsel sayılı 3980 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 434 parsel numarasıyla ve 3734 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 1097 parsel sayılı 1695 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1097 parsel numarasıyla ve 1716 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 433 parsel sayılı 4973 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 433 parsel numarasıyla ve 5301 metrekare yüzölçümlü olarak; Sami Gökdemir ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 461 parsel numaralı 3541 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 461 parsel numarasıyla ve 3283 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacılar; uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait 434 parsel sayılı taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın 433,461 ve 1097 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, işin esasına girilmesi gereğine değinilen Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; fen bilirkişisinin 14.06.2012 tarihli raporuna ekli krokide (A), (B), (C) ve (D) harfiyle gösterilen yerlerin tapusunun iptal edilerek davacılara ait 434 nolu parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline şeklinde karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama (yenileme) kadastrosu ile yapılan tespitlere karşı açılacak davaların lehine sınır ya da yüzölçümü değişikliği olduğu düşünülüp iddia edilen taşınmazlara karşı açılması halinde davanın tapu kayıt maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ne var ki; mahkemece; uygulama (yenileme) kadastrosu sırasında davacıların taşınmazının eksik ölçüldüğü, eksikliğin davalılara ait taşınmazda kaldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, 1097 parsel maliklerinden ...; 461 parsel makilerinden Sami Gökdemir yöntemince davaya dahil edilmemiş; yine dava devam ederken 461 parsel sayılı taşınmazda 1/2 pay maliki olan ve davalı durumda bulunan ..., bu taşınmazdaki payını kayden 27.10.2009 tarihinde....’e satmış olduğu dosya arasında bulunan güncel tapu kaydından anlaşıldığı halde....’in de yöntemince davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınmamış; dolayısıyla dosyada taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm verilmiştir. Taraf teşkili sağlanmaksızın işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması isabetsiz olduğu gibi çekişmeli taşınmazlardan 433, 461 ve davacıya ait 434 parsellerin tesis kadastrosu sırasında 249 parsel numarası ile tespit edilen taşınmazın; 1097 parselin ise tesis kadastrosunda 250 parsel numarası ile tespit edilen taşınmazın ifrazından oluştuğu Tapu Müdürlüğünün dosya arasında bulunan 9.7.2015 tarihli yazısından anlaşıldığı halde ifraz krokileri dosya arasına konulmamış; ifraz haritalarından ve ölçü krokilerinden yararlanılmamış zemindeki fiili kullanım durumu dikkate alınarak sonuca gidilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye isabetli bulunmamaktadır.
Mahkemece amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle 1097 ve 461 parsel sayılı taşınmazın davada taraf olmayan tapu kayıt maliklerinin davaya dahil edilmesi sağlanmalı, çekişmeli parsellerin 1953 yılında yapılan tesis kadastrosu sonucunda 249 ve 250 parsel sayılı taşınmaz adı altında tespit edilen parsellerin ifrazından oluştuğuna göre ifraz haritaları ve ifraza ilişkin tüm bilgi ve belgeler Tapu Müdürlüğünden istenmeli, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama veya yenileme kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde tesis kadastrosu paftası ve uygulama veya yenileme kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, yenileme veya uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek ve taraf teşkili dahi sağlanmadan esasa girilmek suretiyle eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi kabule göre de davalı ...’un dava açıldığı tarihte çekişmeli 461 parsel sayılı taşınmazda malik olmakla birlikte, bu taşınmazdaki payını dava devam ederken 27.10.2009 tarihinde kayden sattığı ve dolayısıyla karar tarihi itibariyle davada taraf sıfatı kalmadığı halde karar başlığında davalı olarak gösterilerek aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan gerekçelerle davalı ... vekili ve davalı ...’ın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara ayrı ayrı iadesine, 22.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.