21. Hukuk Dairesi 2018/2401 E. , 2019/1113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 108.711,37 TL nin davalılardan ..."den alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar vekillerince temyiz edilmesi ve davalılardan ... vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19/02/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı ... vekili Avukat ... , davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili Av. ... karşı taraf vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı ... vekilinin tüm, Davalı ... Tekstil San A.Ş. vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 16/07/1987 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, Davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile 108.636,37 TL maddi tazminatın ve manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulü ile 75,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/07/1987 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, SGK yönünden usulüne uygun açılan bir dava olmadığından kurum yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalı şirkette çalışmaktayken 16/07/1987 tarihinde bakımını yaptığı iş makinesinden fırlayan bir cismin gözüne saplanması neticesinde gözünden malul kaldığı, maluliyet oranının ÇSG Bakanlığı Sağlık ve Maluliyet İşleri Daire Başkanlığının 04/11/2002 yazılarına göre %0, itiraz üzerine Yüksek Sağlık Kurulundan alınan 12/12/2006 tarihli raporda %0 olarak tespit edilmişken, Kurumun iş kazası ile tahkikata başlaması üzerine davacının kuruma müracaatı üzerine, SGK Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığının 26/01/2009 tarihli raporunda ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 07/11/2008 tarihli raporu dikkate alınarak maluliyet oranının %21,2 olarak tespit edildiği ve YSK raporuyla aynı oranın benimsendiği, bu raporun dosya kapsamına girmesinden sonra davacı vekilinin 14/07/2010 tarihli havale ile dosya kapsamına giren 21/05/2010 tarihli dilekçesiyle %21,2 olarak tespit edilen maluliyet oranına bir itirazının olmadığını beyan ettiği, 22/07/2010 tarihli celsede de yazılı beyanına işaretle dosyanın hesap bilirkişisine tevdiini talep ettiği, davalı vekilinin itirazı üzerine Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınan 29/07/2013 tarihli raporda maluliyet oranının %35 olarak tespit edildiği, Dairemizin 29/09/2015 tarih ve 2014/24639 Esas ve 2015/17091 Karar sayılı ilamıyla bozulması üzerine bozma ilamı doğrultusunda Adli Tıp Genel Kurulundan 17/05/2016, 12/01/2017 ve 02/11/2017 tarihinde rapor alındığı Adli Tıp Genel Kurulundan alınan 02/11/2017 tarihli son rapora göre davacının 16.07.1987 tarihinde maruz kaldığı iş kazasına bağlı gözünde oluşan arızasının % 35 olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında davacının iş kazasını takiben düzenlenen raporlarında %0 olarak tespit edilen maluliyet oranının 07/11/2008 tarihli hastane raporunu esas alan Kurum Sağlık Kurulu raporuna göre %21,2 olarak tespit edildiği ve giderek Adli Tıp Kurulundan alınan raporlara göre maluliyet oranının %35 derecesine ulaştığı davacının maluliyetinde değişen ve gelişen bir durumun bulunduğu açıktır.Öte yandan, mahkemece her ne kadar değişen ve gelişen durumun tamamlandığı en erken tarih olarak 29/07/2013 tarihi kabul edilmiş ise de; davacının 16/07/1987 tarihinde gerçekleşen iş kazası ile başlayan maluliyetinde, değişen ve gelişen bir durumun 07/11/2008 tarihli dayanak hastane raporuyla tespit edilmiş olması karşısında, bu tarihin esas alınması gerekmektedir. Ancak bu halde dahi davacının 28/04/2014 tarihli ıslah dilekçesinin zamanaşımına uğradığı yönündeki davalı iddiasında kabul edilebilir bir yön bulunmadığı açıktır.
Somut olayda usuli kazanılmış hak kavramının önem arz ettiği anlaşılmaktadır. Usuli kazanalılmış hak ise davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı) Somut olayda; davacının %21,2 oranındaki maluliyet oranına itirazının bulunmadığını beyan ettiği, davalı vekilinin itirazı üzerine maluliyet oranının %35 olarak tespit edildiği dikkate alındığında, hükme esas alınan 31/03/2014 tarihli hesap raporundaki veriler ve %21,2 oranındaki maluliyet oranı üzerinden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek bu rapordaki maluliyet oranı %21,2 olarak dikkate alınmak, bu rapor tarihinden sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki farklar rapora yansıtılmamak suretiyle davacının maddi tazminat alacağının belirlenmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile usuli kazanılmış hakkın ihlali sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalı ... yararına takdir edilen 2.037,00TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Tekstil San A.Ş "ne iadesine, 19/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.