8. Hukuk Dairesi 2018/7528 E. , 2020/8223 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı, adına kayıtlı 1046 ada 289 parsel sayılı taşınmazın davalı babası tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Islah dilekçesi ile istem 100.250,33 TL’ye yükseltilmiştir.
Davalı, dava konusu yerin esasen davalının da ortak olduğu şirket tarafından satın alınmasına rağmen davacı adına kayıt edildiğini, daha sonra şirket tarafından taşınmazda düzenlemeler yapılarak şirkete ait otobüslerin muhafazası için garaj olarak kullanıldığını, akabinde davacının olur ve bilgisi dahilinde yediemin otoparkı olarak kullanılmaya başlandığını, davacı tarafından faaliyetlere karşı çıkıldığına dair herhangi bir resmi veya sözlü ihtarın olmadığını, bilakis davacının rıza gösterdiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, (ilk kararda) davacının kanunen hükümlü sayıldığı tarihte ..."e vekalet verdiği, kısıtlı şahısların vermiş olduğu vekaletnamenin geçerli olmayacağı, geçersiz vekaletname ile vekile verilen vekaletin de geçersiz olduğu dolayısıyla kayıt maliki ..."a vekaleten ..."in davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından temyiz edilen karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 12.10.2015 tarihli ve 2014/10505 Esas, 2015/11623 Karar sayılı ilamında belirtilen “...vasi tayinine ilişkin Gaziantep 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.03.2014 tarihli ve 2014/376 Esas, 2014/529 Karar sayılı kararının kesinleşmesi halinde davacının vekil marifetiyle açtığı davanın dinlenebileceği kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca; vasi tayinine ilişkin kararın kesinleşmesinin beklenmesi, sonucuna göre taraf ehliyeti değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.” gerekçe ile bozulmuştur. Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde (ikinci kararda) davanın kabulü ile; 100.250,03 TL’nin dava tarihinden itibaren (15.07.2013) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve 1046 ada 289 parsele davalı tarafından yapılan müdahalenin men"ine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapulu taşınmazda elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin elatmanın önlenmesine yönelen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Ecrimisil talebine ilişkin davalı vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazın ... adına kayıtlı olduğu ve davalının ise davacının babası olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi ve iyiniyetli olmayan zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.
Ne var ki; uygulamada taşınmazı kullanan kişi, haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası dahilinde kullandığından bahisle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış, fiili taksim, kira sözleşmesi vs.) bu gibi hallerde, rızanın ortadan kalkması veya tarafların aldıklarını iade etmesine kadar taşınmazı elinde bulundurma haksız ve kötü niyetli kullanım kabul edilmemektedir. Rızaya dayalı kullanım, haksız ve kötü niyetli bulunmadığından tazminat ile sorumluluk da söz konusu olmamaktadır.
Ayrıca Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarına göre kira esasına göre ecrimisil belirlenmesinde, taraflara emsal kira sözleşmelerini sunmaları için süre verilip, mahkemece emsaller celbedilip, keşif mahallinde bilirkişilerce re"sen emsal araştırılıp rayiç belirlenerek somut veriler böylece toplandıktan sonra ecrimisil istenen ilk dönem kira miktarı belirlenip bu bedele ÜFE"nin tamamı yansıtılmak suretiyle sonraki yıllar ecrimisil bedeli ve bunun sonucunda da toplam ecrimisil bedeli belirlenir.
Somut olayda, davalı savunmasında, dava konusu taşınmazın davacının olur ve bilgisi dahilinde yediemin otoparkı olarak kullanmaya başlandığını, davacı tarafından faaliyetlere karşı çıkıldığına dair herhangi bir resmi veya sözlü ihtarın olmadığını ifade etmiştir. Mahkemece, tarafların tanık deliline dayanmalarına ve tanıkların dinlenmesinden vazgeçtikleri yönünde bir beyanda bulunmamalarına rağmen tanık listesi sunmaları için süre ve imkan tanınmamış, var ise davalının dava konusu taşınmazı kullanımının rızaya bağlı olup olmadığı, rıza varsa hangi tarihler arası kullanımına ilişkin olduğu araştırılmamıştır.
O halde, Mahkemece, öncelikle davacı tarafa tanık listesi sunması için süre ve imkan verilmesi, daha sonra yukarıdaki ilkeler uyarınca yerinde yeniden taşınmazın başında yerel, teknik ve uzman bilirkişiler ile taraf tanıkları aracılığıyla keşif yapılarak, tanıkların (tarafların ispat yükleri de gözetilerek) dinlenerek davalının dava konusu taşınmazı kullanımının rızaya bağlı olup olmadığı, rıza varsa hangi tarihler arası kullanımına ilişkin olduğunun tespit edilmesi, davalının taşınmazı kullanımı rızaya bağlı ise ecrimisil istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi, rızanın söz konusu olmaması durumunda ise, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca benzer yerlerin kira sözleşmeleri getirtilerek (resen emsal araştırması yapmak ve taraflardan da emsal göstermeleri istenmek suretiyle) araştırma ve inceleme yapılması, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak dava konusu ilk dönemde serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmesi, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin elatmanın önlenmesine dair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ecrimisil talebine yönelik temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 15.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.