21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/16588 Karar No: 2015/19110 Karar Tarihi: 22.10.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/16588 Esas 2015/19110 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2015/16588 E. , 2015/19110 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 1. İş Mahkemesi TARİHİ : 18/06/2015 NUMARASI : 2015/133-2015/322
Davacı, Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, ölen babasından aldığı yetim maaşının, eşinden muvazaalı boşandığı gerekçesiyle Kurum tarafından kesildiğini ve borç tahakkuk ettirildiğini belirterek, kurum işleminin iptali ile, haksız kesilen yetim maaşının yeniden bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar ile bunların emeklileri ve hak sahipleri yönünden, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; ve bu kapsamda açılan davaların görüm ve çözümünde idari yargının yetkili olduğu ve adli yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Temyize konu uyuşmazlık, yargı yolunun belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, ölen babasından aldığı yetim maaşının, eşinden muvazaalı boşandığı gerekçesiyle Kurum tarafından 5510 sayılı kanunun 56. maddesine istinaden kesildiği, kararda belirtiği gibi 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununda yetim maaşının, muvazaalı boşanma nedeniyle kesileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır. Yetim aylığı kesme işleminin ve dolayısıyla da davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı kanunun 101. Maddesi gereğince görevli mahkeme iş mahkemelerinin olduğu ve uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olmadığı ortadadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.