16. Hukuk Dairesi 2015/4343 E. , 2016/9280 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında Kemerhisar/Tepe Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacılar adına kayıtlı bulunan eski 5711 parsel sayılı 6100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 558 ada 34 parsel numarasıyla ve 5.521,85 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacılar, uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin sınırında bulunan yoldan kaynaklandığı iddiasına dayanarak Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır. Kadasto Mahkemesince yol hakkında tutanak düzenlenmediği gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmekle; Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile davacılara ait 558 ada 34 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan yolda kalan ve 27.06.2014 havale tarihli fen bilirkişiler raporunda (B) harfi ile gösterilen 388,26 metrekarelik bölümün kadastro tespitinin iptali ile bu kısmın davacılara ait 558 ada 34 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından esasa ve yargılama giderleri ile vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olup davacılar tarafından uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin sınırında bulunan yoldan kaynaklandığı iddiasına dayanarak süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde dava açılmış ve Kadastro Mahkemesince, çekişme konusu bölümün yol olarak tespit harici bırakıldığı ve hakkında tutanak düzenlenmeyen yerler bakımından Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle Kadastro Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş; verilen görevsizlik kararı temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşerek dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş ve Asliye Hukuk Mahkemesince davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Uygulama kadastrosu ile çekişmeli taşınmazın sınırlarının belirlenmesi sırasında yapılan teknik hataların düzeltilmesi amaçlanmaktadır. Somut olayda tescil harici bırakılan bir yer hakkında açılan dava söz konusu olmayıp; tesis kadastrosu sırasında kendi taşınmazları içerisinde ölçülen bir bölümün; 22/a uygulaması ile yola terk edildiği iddiasıyla dava açıldığı sabittir. Daha açık bir ifade ile 22/a uygulamasının hatalı olması nedeniyle taşınmazın bir bölümünün yolda bırakıldığı iddiasına dayanılmakta olup evveliyatında hakkında tutanak düzenlenip tapuya bağlanmış bir taşınmazın uygulama kadastrosu sırasında yanlış ölçülmesi nedeni ile bir bölümün tespit harici yolda bırakıldığı iddiasına dayanılmaktadır Uygulama tespiti sırasında belirlenen sınırların yanlış olduğunu iddia eden davacının, uygulama tespitinin yanlış yapıldığı ve taşınmazının bir bölümünün hakkında tutanak düzenlenmeyen alanda bırakıldığını iddia etmesi halinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmaz bölümlerine ilişkin talepler yönünden de uygulama kadastrosunu denetleyerek sınırın tespitinde yanlışlık varsa, sınırları düzeltecek şekilde karar verme görevi Kadastro Mahkemesine aittir. 6100 sayılı HMK"nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup bu hususun mahkemece re"sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca, Asliye Hukuk Mahkemesince Kadastro Mahkemesine, karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilmek suretiyle hüküm tesisi isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekili"nin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 22.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.