8. Ceza Dairesi 2016/16 E. , 2016/3676 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık ve kasten yaralama
HÜKÜM : Hükümlülük ve müsadere
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahke- menin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sanığın, eksik araştırmaya, teşdiden ceza tayinine ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, ancak:
I- Sanığın savunmasında psikolojisinin bozuk olduğunu, hatta tedavi gördüğünü beyan etmesi karşısında; sanığın suç tarihinde TCK.nun 32. maddesi kapsa- mında “işlediği suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini önemli derecede azaltacak şekilde akıl hastalığı bulunup bulunmadığının, CMK.nun 74. maddesine göre yapılacak tetkik sonucu tespit edilip sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
II- Kabul ve uygulamaya göre de;
1- 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümde; mahkemenin görevinin, hükmolunacak cezayı tespit ettikten sonra bu cezayı şahsileştirmek olduğu, temel cezanın tayininde TCK.nun 61/1. madde ve fıkrasında yazılı ölçütler gözetilerek ve aynı Yasanın 3/1. madde ve fıkrası uyarınca ceza hukukunun temel ilkelerinden olan orantılılık ilkesine uyularak, suçu işleyen kişinin fiilinden pişmanlık duyması ve yeniden topluma kazandırılması, cezanın caydırıcılık etkisinin doğru biçimde gösterilebilmesi için fiilin ağırlığı ile orantılı olacak şekilde öznel ve nesnel ölçütlerle adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınmak suretiyle, suçla korunan hukuki yarar da gözönüne bulun- durularak yasal ve dosya içeriği ile örtüşen gerekçelerle bir ceza tayini gerektiği cihetle, yörede silahlanmanın had safhada olduğu, vehamet arzeden silahların dahi çoğu kişi tarafından rahatlıkla bulundurulduğunun, taşındığının önemsiz derecedeki olaylarda bile silaha başvurulduğunun ve buna paralel olarak her yıl çok sayıda ölümlü ve yaralamalı olayın meydana geldiğinin herkesçe bilinen bir gerçek olması, bu açıdan sanığın benzer amaç ve saikle silah taşıması/bulundurması, silahın ele geçiriliş biçimi, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığının dikkate alındığından bahisle cezanın alt sınırdan uzaklaşıl- ması, başkalarının eylemlerinden dolayı sanığın sorumlu tutulması sonucu doğuracağı gözetilmeden, açıklanan bu gerekçelerle TCK.nun 61/1. maddesine, cezaların şahsiliği ve temel hukuk ilkelerine aykırı olarak cezasının üst sınıra yakın bir oranda tayini,
2- Kasten yaralama suçundan kurulan hükümde temel cezadan TCK.nun 86/3-e maddesi uyarınca artırım yapılırken sonuç cezanın 1 yıl 15 ay hapis yerine 1 yıl 15 ay 180 ay hapis olarak yazılması,
3- Kasten yaralama suçundan kurulan hükümde sanığın aşamalarda aksi kanıtlanamayan şekilde; şikayetçinin aralarındaki husumet nedeniyle alaycı şekilde konu- şarak kendisini tahrik ettiğini, olaydan bir saat kadar önce de kendisine ""Ne yapıyon lan Kolpaçino?"" dediğini, şikayetçiyi terbiyeli konuşması hususunda uyardığını, bunun üzerine şikayetçinin kendisine ""Olmazsam ne bok yiyeceksin?"" dediğini, bu olayın çok ağırına gittiğini, bu nedenle sanığı yaraladığını savunması karşısında, sanık lehine TCK.nun 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
4- 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının; Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı gözetilerek yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.