(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/28924 E. , 2020/5155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde alt işveren bünyesinde 07.03.2008 - 31.03.2015 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalışırken emekli olarak iş akdinin son bulduğunu ancak bir kısım alacaklarının ödenmediğini iddia ederek fark kıdem tazminatı ile fazla mesai, genel tatil, yol ve yemek ücret alacaklarının tahsilini istenmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafın temyiz nedenlerine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin yol ücretinin hesaplanması noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Somut olayda; davacı, her ay ödenmesi kararlaştırılan 60,00 TL yol ve 60,00 TL yemek ücretinin Kasım 2008’ den sonra ödenmediğini iddia etmiş, mahkemece aldırılan ilk bilirkişi raporunda davacı ve davalı tanık anlatımlarından 50,00 TL sosyal yardım niteliğinde yol yardımı yapıldığının ispat edildiği gerekçesiyle zamanaşımı itirazı da göz önünde bulundurularak 08.05.2010 tarihi ve sonrası dönem için hesaplama yapılmış, raporun ibrazından sonra davalı tarafından dosyaya bir kısım ücret bordrolarının sunulduğu ve bazı bordrolarda prim adı altında tahakkukların bulunduğu görülmüş olup sonrasında aldırılan ve hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda ise 2008 Ekim ayına kadar bordrolarda 50,00 TL yol parası ödemesi olduğu ve bu ödemenin 2008 Ekim ayında kesildiği sonrasında prim ödemesi adı altında 50,00 TL net tutar karşılığı brüt ödemelerin Mayıs 2011 ayından itibaren fesih tarihine kadar yapıldığı belirtilerek 08.05.2010-Mayıs 2011 tarihleri arası dönem için aylık 50,00 TL yol ücretine hak kazandığı tespit edilmiş ve buna göre hesaplama yapılmıştır. Dosya içerisinde mevcut olan ücret bordrolarında 2011 Mayıs itibaren prim ödemesi adı altında tahakkukların olduğu görülmüş ve mahkemece hükme esas alınan raporda prim ödemelerinin aslında yol ücreti ödemesi olduğu kabul edilmiş ise de davacı prim ödemesinin yol ücreti olarak değerlendirilemeyeceğini ileri sürmektedir. Dosyada davacıya prim ödeneceğine ilişkin bir sözleşme, anlaşma, protokol gibi bir belgeye rastlanmamış ayrıca yargılama sırasında dinlenen davacı ve davalı tanıkları da iş yerinde uygulanmakta olan prim ödemesine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Bu itibarla mahkemece yapılacak iş davacının çalışma dönemi içerisinde davalı iş yerinde prim uygulamasının bulunup bulunmadığına ilişkin araştırma yaparak varsa sözleşme veya belgeleri dosyaya kazandırmak ve taraf tanıklarını bu hususta yeniden dinlemek sureti ile eğer iş yerinde yol ücreti ödemesi yanında prim ödemesinin de ayrıca yapıldığı anlaşılır ise 2011 Mayıs ayından itibaren bordrolarda yer alan prim tahakkuklarının prim ödemesine ilişkin olduğu ve yol ücretinin ödenmediği kabul edilmeli, şayet iş yerinde prim ödemesi uygulamasının olmadığının anlaşıldığı durumda ise anılan prim ödemelerinin şimdiki gibi yol yardımına ilişkin olduğunun kabulü ile hüküm kurmak olmalıdır.
Anılan yön düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi bozma sebebidir.
3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai alacağının hesaplanması noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda; Mahkemece davacının fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ve dosyaya ibraz edilen bir kısım bordrolarda fazla mesai tahakkuku bulunduğundan ilgili dönemler yapılan hesaplamadan dışlanmıştır. Ancak dosya içerisinde yer alan bu bordroların imzasız olduğu görüldüğünden Dairemizin yukarıdaki ilke kararı gereğince fazla mesai tahakkuku bulunmakla beraber bordroların imzasız olması ancak ödemelerinin yapıldığının anlaşılması karşısında bu dönemlerin hesaplamadan mahsup edilmesi gerekirken ödemelerin yapılıp yapılmadığı da araştırılmadan anılan bordroların hesaplamadan tamamen dışlanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 01.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.