MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Tic. Ltd. Şti. aleyhine 14/12/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kendilerine ve davalıya ait araçların sürücülerinin neden olduğu trafik kazası sonucu, ölen şahsın mirasçıları tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davası sonucunda, kesinleşmiş ilama dayalı olarak, dava dışı şahıslara icraen ödediği bedelin diğer müteselsil sorumlu davalıdan rücuen tahsilini istemiştir.
Davalı, davacı idarenin kendi kusuruna tekabül eden tazminatı ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davacı idarenin icra dosyasına ödediği miktarın, davalının kusur oranına tekabül eden kısmından davalının sorumlu olduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, müteselsil sorumlu sıfatı ile dava dışı şahıslara icra kanalı ile ödediği paranın halefiyet esasına göre rücuen tahsilini istediğine ve önceki ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/37 Esas sayılı dosyasında, davalının taraf olarak bulunmadığı anlaşıldığına göre; iadenin kapsamı, davacının mahkum olup ödediği para, bu paranın kendisi hakkındaki davada verilen hükmün kesinleşmesine kadar işleyecek faizi, önceki davada hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri toplamından davalının payına düşen kısmıdır.
Dosya içeriğinden, asıl tazminat dosyasındaki mahkeme ilamının kesinleşme tarihi itibari ile, takip borçlusu olan davacının, icra dosyasına ödemek zorunda olduğu miktar 200.618 TL olarak hesaplanmasına karşın, dava dışı takip alacaklısı ile takip borçlusu olan davacının 163.000 TL ödenmesi hususunda anlaşmaya vardıkları, anlaşma uyarınca davacının bu miktarı ödemek sureti ile icra dosyasının infazen kapatıldığı anlaşılmaktadır.
İcra takibi aşamasında, takip borçlusu olan davacının hesabına bloke konulduğu esnada, hesapta bulunan 4.486 TL"nin icra dosyasına ödenmediği hususu, ilgili bankanın yazı cevabı ile anlaşılmasına karşın, sanki bu miktar dava dışı takip alacaklısına ödenmiş gibi kabul edilerek, toplam ödenen miktarın 167.486 TL olarak hesaplandığı, ardından bu miktarın davalının kusur oranına tekabül eden kısmından davalının sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, takip borçlusu olan davacının hesabına bloke konulduğu esnada, hesapta bulunan 4.486 TL"nin gerçekten dava dışı takip alacaklısına ödenip ödenmediği araştırılarak, icra dosyasına ödenen toplam miktarın ne kadar olduğu hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, ilgili bankanın yazı cevabı gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.