15. Ceza Dairesi 2015/1169 E. , 2018/1897 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmü, o yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekili tarafından esasa yönelik olarak, sanık müdafii tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Katılanın kendisine ait aracını galericilik yapan sanığa 55.000 TL karşılığında 16/09/2009 tarihinde sattığı ve karşılığında da 30/09/2009 vade tarihli senedi aldığı, ancak sanığın vadesi gelmesine rağmen borcunu ödemediği, bunun üzerine hakkında icra takibi başlatıldığı, ancak yapılan icra takibinin de üzerine kayıtlı az malının olması ve bu mallar üzerinde banka ve diğer şahıslar tarafından konulmuş hacizler olması nedeniyle sonuçsuz kaldığı, sanığın en başından itibaren dolandırıcılık kastı ile hareket ederek, ödeyemeyeceğini bildiği halde suça konu aracı aldığı ve bu aracı üç gün sonra başka bir şahsa sattığı, sanığın bu surette nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda,
Sanığın tüm aşamalarda “suçlamaları kabul etmediğine, girdiği ekonomik sıkıntı nedeni ile borcunu ödeyemediğine” ilişkin istikrarlı savunması, sanık ile katılan arasında hukuken geçerli ve her iki tarafçada kabul edilen yazılı bir sözleşme gereğince suça konu aracın sanık tarafından teslim alındığı ve satın alınan araç üzerinde tasarruf yetkisinin sanığa ait olduğu, bu tasarruf yetkisinin kısıtlandığına ilişkin her hangi bir hükmün bulunmadığı, ayrıca katılanın kendisine verilen senet nedeni ile icra takibi başlattığı, sanığın bu takibe her hangi bir itirazı olmadığı gibi yargılama sırasında da borcun bir kısmını da ödediği, dolayısıyla sanığın en başından beri dolandırıcılık kastı ile hareket ettiğine dair cezalandırılmasını gerektiri bir delil elde edilemediği, ayrıca sanık ile katılan arasında hukuk mahkemelerinde çözümü mümkün hukuki ihtilaf mahiyetinde anlaşmazlık bulunduğu anlaşıldığından, sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmünde her hangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, o yer Cumhuriyet Savcısı, katılan vekili ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13/5.maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasına “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5.maddesi gereğince, 2.640 TL maktu vekalet ücreti tayin edilmesine” şeklindeki bendin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.