Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3155
Karar No: 2014/5273

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/3155 Esas 2014/5273 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2014/3155 E.  ,  2014/5273 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ :Nüfus Kaydının Düzeltilmesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 10.03.2014 (Pzt.)




    KARŞI OY YAZISI
    Davada;... ve eşi (ölü) ..."in kızı olarak nüfusa kayıtlı olan davalı 1970 doğumlu..."nin, gerçekte bunların çocuğu olmadığı, ..."in kardeşi ... ile onun eşi..."nin çocuğu olduğu ileri sürülerek, davalı ..."nin;... ve kocası ..."in hanesindeki kaydının iptali ile ... ve..."nin çocuğu olarak nüfusa tesciline karar verilmesi istenmiş; mahkemece; “davalı ..."nin,... ve eşi ..."in çocuğu olmadığının toplanan delillerle sabit olduğu” kabul edilerek, "..."nin bunların hanesindeki kaydının iptaline, ana ve baba adının düzeltilmesine ilişkin istem idari işlem niteliğinde olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiş, kararı davalı ... temyiz etmiştir.

    Dava; ... ve... adlarına ortak vekilleri tarafından açılmış; davacı ..., 25.06.2010 tarihli oturumda “vekiline böyle bir dava açması için yetki vermediğini, böyle bir dava açma iradesinin olmadığını” ifade etmiştir. Temsil yetkisinin bulunmadığı ya da bulunmasına rağmen yetki sınırlarının aşıldığı hallerde yetkisiz temsil söz konusudur. Yetkisiz temsil iki şekilde olabilir. Temsil olunan kişi hiçbir şekilde kendi adına işlem yapana temsil yetkisi vermemiş olabilir. Ya da temsil yetkisi olduğu halde, temsilci bu yetki sınırları aşmış olabilir. Her iki halde de, kural olarak yetkisiz temsile dayanan hukuksal işlem, temsil olunanı bağlamaz. Ne var ki, temsil olunan açık ya da örtülü olarak işleme icazet (onay) verebilir. Bu halde, yetkisiz temsilcinin yaptığı hukuksal işlem, yapıldığı andan itibaren temsil olunanı bağlar ve sonuç doğurur. Yapılan işleme icazet, bir irade açıklamasını gerektirir. Adına dava açılmış olan..., 25.6.2010 tarihli duruşmada, açıkça vekiline böyle bir dava açması için yetki vermediğini, böyle bir dava açma iradesinin bulunmadığını ifade etmiştir. Bu beyan, yetkisiz vekilin yaptığı işlemde onay vermeme anlamındadır. Şu halde, vekilin yetki sınırlarını aşarak... adına açtığı dava, baştan “açılmamış hale ” hale gelmiştir. Böyle bir durumda, davada... “taraf’ olmamış demektir ve onun tarafından açılmış bir dava da mevcut değildir.
    Davada, davalı ..."nin gerçekte... ve eşi (ölü) ..."in kızı olmadığı ileri sürülerek, davalının bunlar üzerindeki kaydının iptaline karar verilmesi istenmiştir. Diğer bir ifade ile, dava ile; davalı ..."yi doğuran kadının... olmadığı, babasının da (ölü) ... olmadığı iddia edilmektedir.... “sağ” oldukça, “... benim çocuğum değildir” iddiasına dayanan dava hakkı kendisine aittir. Bu dava hakkının,... “sağ” oldukça, çocukları ... ve ... tarafından kullanılması mümkün değildir. ... ve ... ancak ölen babalarıyla ilgili dava hakkını kullanabilirler. Davada, davalı ..."nin,... ve (ölü) eşi ..."in hanesindeki kaydını iptali istendiğine göre, dava hakkının bu üçü tarafından birlikte kullanılması zorunludur. Başka bir ifade ile, davanın konusundaki bütünlük, hukuki sebebi ve dava sonucunda davacıların her biri hakkında tek bir hüküm verilmesinin gerekmesi karşısında,..., ... ve ... arasında “mecburi dava arkadaşlığı” söz konusudur. Mecburi dava arkadaşları ancak birlikte dava açabilirler. Dava hakkının birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılmasının maddi hukuk bakımından zorunlu olduğu hallerde, kanunda aksine bir düzenleme getirilmemişse, bunlardan birinin ya da bazılarının davada tek başına “davacı” sıfatı yoktur. Davada aktif husumet ehliyeti (sıfatı), hukuki ilişkideki ortakların tümüne aittir. Bu bakımdan aralarında maddi hukuk bakımından zorunlu dava arkadaşlığı bulunanların davayı da birlikte açmaları zorunludur. Başlangıçta dava, davacıların üçü adına da vekilleri tarafından açılmış, ancak bunlardan...’nin, dava sırasındaki beyanı karşısında yukarıda ifade edildiği gibi, dava onun bakımından açılmamış duruma düşmüştür. Davada “taraf’ sıfatı, dava şartlarındadır (HMK. m. 114/1-d). Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır (HMK. m. 115/1). Öyleyse, diğer davacıların açtıkları davanın tek başına taraf sıfatının yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK. m.l 15/2). Bu husus nazara alınmadan, davanın usulden reddi yerine, işin esasının incelenmesi ve esas hakkında hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Hükmün, açıklanan sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
    3-SU-HA-SS

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi