7. Ceza Dairesi 2015/3010 E. , 2015/14662 K.
"İçtihat Metni"5411 sayılı Bankacılık Kanunu"na muhalefet suçundan sanık ..."ün, anılan Kanun"un 160/1-5, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 43/1, 62/1 ve 52/2.maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis ve 2.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin 22.04.2010 tarihli ve 2008/312 esas, 2010/151 sayılı kararının, Yargıtay 7.Ceza Dairesinin 07.05.2013 tarihli ve 2011/10157 esas, 2013/10415 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip hükümlü vasisi tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin, anılan Mahkemenin 13.05.2014 tarihli ve 2008/312 esas, 2010/151 sayılı ek kararına itirazın reddine dair,...Ağır Ceza Mahkemesinin 16.06.2014 tarihli ve 2014/414 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 13.01.2015 gün ve 2408 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.01.2015 gün ve KYB. 2015-17027 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamna göre;
1-Yargıtay 7.Ceza Dairesinin 01.03.2011 tarihli ve 2010/12041 esas, 2011/2181 sayılı ilamında da "Yargıtay CGK"nun 20.04.1999 gün ve 1999/61-74 sayılı kararında belirtildiği gibi aynı suç işleme kararının varlığı, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özellikleri değerlendirilerek belirlenecektir. Önceki ve sonraki eylemler arasında subjektif bir bağlantı, aynı suç işleme kararı bulunduğunu gösterir. Sanığın 2006-2008 yılları arasında aynı bankanın iki ayrı şubesinde görevli iken gerçekleştirdiği eylemlerin en sonuncusu 08.02.2008 tarihli olup, her iki davaya ait iddianamelerin de bu tarihten sonra düzenlendiği ve böylece dava konusu eylemler arasında hukuki bir kesintinin de söz konusu bulunmadığı, eylemlerinin zincirleme biçimde zimmet suçunu oluşturabileceği de gözetilerek, her iki dosyanın birleştirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi... hükmün bozulmasına" şeklinde belirtildiği üzere, sanığın Ziraat Bankası... Şubesinde görev yaptığı sırada 2006 yılında işlediği 5411 sayılı Kanun"a muhalefet suçunu müteakip, daha sonradan görev yaptığı aynı bankaya ait ... Şubesinde de 2007 yılında aynı eylemi işlediği, sanığın aynı suç işleme kararıyla hareket ettiği, her iki eylemin mağdurunun aynı banka olduğu, her iki davaya ait iddianamelerinde suç tarihlerinden sonra düzenlendiği, böylece sanığın eylemleri arasında hukuki kesintinin meydana gelmediği, zincirleme suç hükümlerine göre karar verilmesi gerektiği ve ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/395 sayılı dosyanın yeni delil niteliğinde bulunduğu gözetilmeden,
2-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 23/3.maddesindeki "Yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada göre yapan hakim aynı işte görev alamaz" şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun"un 318/1.maddesindeki "Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir." şeklindeki düzenleme karşısında, yargılamanın yenilenmesi talebine konu ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/395 esas, 2012/188 sayılı kararını veren Hakim..."in olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşlerinin etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hakimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelenmesi gerektiği hususu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden ...Ağır Ceza Mahkemesinin 16.06.2014 gün ve 2014/414 değişik iş sayılı kararının CMK.nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 06.05.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.