10. Hukuk Dairesi 2009/17780 E. , 2010/1227 K.
"İçtihat Metni".......
Dava, muris .....03.08.2000 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan araştırma sonucu isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan .....Başkanlığı ve ...... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Karar başlığında davalı şirketin ünvanının maddi hata sonucu........yerine Anonim Şirket olarak yazılması isabetsizdir.
2-Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, yeterli inceleme yapılmamıştır.
506 sayılı Yasanın 2.maddesi sigortalının tanımını, 4.maddesi işverenin tanımını yapmıştır. Sigortalı, bir hizmet akdine dayanarak bir ve birkaç işveren tarafından çalıştırılan kişidir. İşveren ise, 2.maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişilerdir. İş Yasası ve 506 sayılı Yasada “hizmet akdinin” tanımı yapılmamış olup, Borçlar Kanununun 313/1 maddesinde hizmet akdinin tanımı; “hizmet akdi bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayrimuayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder.” şeklinde yapılmıştır. Bu tanıma göre hizmet akdinin unsurları, ücret, zaman ve bağımlılık koşuludur. Ancak 506 sayılı Yasanın sistematiği ve 2.madde ve devamı maddeleri dikkate alındığında, “ücretin” sigortalı sayılmanın koşulu olmadığı, “zaman” ve “bağımlılık” unsurlarının sigortalılık için yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Bağımlılık, sigortalının, kendisine verilen işi işverenin emir ve talimatı altında yapmasıdır. Sigortalı, işe başladığı andan itibaren işverenin buyruğu altına girer ve bu nedenle işyerinde konulan tüm kurallara ve önlemlere uymak zorundadır. Hizmet akdi ile istisna, vekalet, hatta taşıma akitleri uygulamada bazen karıştırılabilmektedir. Bu gibi durumlarda, olayın tüm özellikleri göz önünde tutularak, tarafların gerçek amaçlarını araştırmak ve hangi yoldan ne gibi maksadın gerçekleştirilmek istendiğini saptamak gerekir.......
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; dosya içeriğinde mevcut şirket anasözleşmesinde, kavak ağacı üretimi ve alım-satım faaliyetlerinin yer almadığı görülmektedir. Şirketler hukuku ve mali mevzuata göre şirketin ana sözleşmesinde yazılı faaliyet alanı dışında başka bir faaliyette bulunulması mümkün değildir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu, şirketin kavak alım satım işi yaptığı kabul edilerek sonuca gidilmesi isabetsiz bulunmuştur. Öncelikle, yapılan bu işin davalı şirketin ortakları ve bu meyanda ... tarafından kişisel ticari faaliyet olarak yapılıp yapılmadığı konusu üzerinde araştırma yapılması gerekir.
Öte yandan, önceki bozmada açıklandığı halde, piyasa hamallığı ve hizmet akdine dayalı çalışma arasındaki hukuki yapı farklılığı yeterince göz önünde tutulmamış ve buna göre maddi olayın araştırılması ve nitelendirilmesi yeterince yapılmamıştır.
Piyasa hamalı, hiçbir işyerine bağlı olmaksızın, kim çağırırsa, onun işini görmekte, parça başı veya belli bir ağırlık birimi karşılığı belirlenen ücret üzerinden taşıma işini yapmakta ve işin bitiminden sonra iş sahibiyle çalışma ilişkisini sona erdirmektedir. Şayet, hamallık yapan kişi, hizmetini sadece bir yere tahsis etmiş ve işverenin buyruğu altında çalışıyorsa aradaki ilişki hizmet akdidir. Bu çerçevede, tüm aşamalarda dinlenen tanıklar, zabıta araştırması ve diğer kanıtlar bir arada değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sadece, zaman unsuru yönünden değerlendirme yapılmak suretiyle, sonuca ulaşılması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ....... iadesine, 08.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.......