Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, tarımsal sulama abonesi olduğunu, abone sözleşmesine uyarak yaz aylarında elektriği sayaçtan geçirerek kullandığını, sulama yapılan aylarda ortalama tüketim bedelinin 1.000 TL olduğunu, Dedaş görevlilerinin sulama dönemi olmamasına rağmen sayacı okumadan sayaç başına giderek 2006 yılı Mart ayı için toplamda 33.083,76 TL, 2008 yılı Haziran ayı için toplamda 29.115,06 TL neticeten 62.199,36 TL elektrik borcu tahakkuk ettirdiğini, borcun asılları ile geriye dönük işlemiş faiz veya işleyecek faizi ile birlikte iptalini ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; yargılama sırasında alınan bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının 8.500,59 TL davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden; 25.2.2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 Sayılı Kanun kapsamında uyuşmazlık konusu hakkında davacı tarafın 28.03.2011 tarihinde davalı kuruma başvurduğu, davalı aleyhine açtığı dava veya yaptığı icra takiplerinden feragat ettiğini beyan ettiği ve davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen uyuşmazlık konusu borç tutarı üzerinden 17.06.2011 tarihinde taksitlendirme yapıldığı, ancak davacının ilk taksiti ödemediği, ödeme şartının yerine getirilmediği sebebi ile yapılandırmanın davalı kurum tarafından iptal edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda; somut olayda uyuşmazlık konusu bedel yapılandırıldığına göre davacının tüketilen elektrik bedeli nedeniyle davalıya borçlu olduğu sabittir. Yine, 28.03.2011 tarihli davacının imzasını taşıyan başvuru dilekçesinde davacının beyanı açtığı dava ve yaptığı icra takiplerinden feragat ettiği yönündedir. Mahkemece, davacı tarafın feragati ile borcu kabul ederek yapılandırmaya giderek borcun yapılandırılmasından sonra menfi tespit davası açıp açamayacağının karar yerinde tartışılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.