2. Hukuk Dairesi 2014/3062 E. , 2014/5265 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 06.11.2013 gün ve 10974 - 25237 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
Mahkemece verilen hüküm tarafların temyizi üzerine Dairemizin 6.11.2013 gün 2013/10974 - 25237 sayılı kararı ile davacı kadın lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat konusunda ilk talep aşılarak karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Davacı maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Dava 10.07.2012 tarihinde açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesi " taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir" hükmünü içermektedir. 16.11.2012 tarihli ön inceleme duruşma günü davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiş ve davalı mazeretsiz olarak ön inceleme duruşmasına katılmamıştır. Davacı 16.11.2012 günlü ön inceleme duruşmasında Türk Medeni Kanununun 174/1 ve 2. maddesi gereğince 50.000 maddi ve 50.000 manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı bu halde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesi gereğince başlangıçtaki talebini serbestçe genişletebilir. Ne var ki bu yön ilk incelemede gözden kaçtığından, hüküm ilamda yazılı sebeple bozulmuş olmakla, davacının karar düzeltme talebi yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin 6.11.2013 gün 2013/10974 - 25237 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, dosyadaki delillere kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/I-4"üncü maddesi gereğince davacının karar düzeltme isteğinin yukarıda gösterilen sebeple KABULÜ ile Dairemizin 6.11.2013 gün 2013/10974 - 25237 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme kararının ONANMASINA, yerel mahkeme kararının maddi tazminat yönünden oybirliğiyle manevi tazminat yönünden ise oyçokluğuyla karar verildi. 10.03.2014 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Davacı kadın 10.07.2012 tarihli boşanma talepli dava dilekçesinde tarafların BOŞANMALARINA, kendisi ve çocukları için nafaka ödenmesine Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi uyarınca da 1000 TL. maddi tazminat, 1000 TL. manevi tazminata karar verilmesini istemiş, 16.12.2012 tarihli ön inceleme duruşmasında ise maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı 50.000 TL. çıkarılmasını talep etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesi uyarınca .... davalının ön inceleme duruşmasına mazeretsiz katılmaması nedeniyle davacı tarafın iddiasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği doğrudur. Davacı kadında bu madde uyarınca Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesinde belirtilen maddi tazminat talebini değiştirmiştir. Bu nedenle sayın çoğunluğun maddi tazminat talebi ile ilgili karar düzeltme talebinin kabulü ve kararın bu yönden onaması görüşüne aynen katılıyoruz.
Ancak, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi "boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan taraftan manevi tazminat isteyebileceğini" belirtmektedir. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için boşanma kararının yanında, kusur ve kişilik haklarına saldırının da gerçekleşmesi gerekir. Dava açıldığı tarihte kişilik haklarına saldırıdan dolayı istenen manevi tazminatın daha sonraki bir tarihte değiştirilmesi, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesine aykırıdır. Çünkü, davanın başında belirtilen kişilik haklarına saldırı konusunda bir değişiklik olmamıştır. Bu durumda, manevi tazminatın bölünmezliği dikkate alındığında, bu talebin değiştirilmesi Türk Medeni Kanununun 4. ve 27. maddeleri ile Türk Borçlar Kanununun 56. maddesine uygun düşmeyeceğinden, sayın çoğunluğun manevi tazminat konusunda karar düzeltme talebinin kabulü yönündeki görüşüne katılmıyoruz.