11. Hukuk Dairesi 2014/14083 E. , 2015/63 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/04/2014 tarih ve 2013/199-2014/100 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, “...” ibareli markalarının bulunduğunu, davalının...nezdinde 2011/08510 nolu “......” ibareli markanın adına tescili için başvurduğunu, müvekkilince başvuruya yapılan itirazın..... tarafından reddedildiğini, müvekkilinin kökü 1960 yılına uzanan bir firma olduğunu, markasında yer alan “...” ibaresini aynı zamanda ticaret unvanında da kullandığını, yapmış olduğu faaliyetler nedeniyle tekstil, enerji, ve inşaat sektöründe tanınan ve bilinen bir firma haline geldiğini, davalı başvurusunda yer alan “....” ibaresinin müvekkilinin tescilli markaları ile iltibasa mahal verdiğini ileri sürerek...... tarafından verilen 19.06.2013 tarih 2013-M-3094 sayılı kararın iptaline, davalı markasının tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı .... vekili, davalı ....."un oldukça tanınan bir model ve aktör olduğunu, markalar arasında benzerliğinin değerlendirilmesi sırasında markanın bir bütün halinde değerlendirilmesinin gerektiğini, davalının marka başvurusunun dürüstçe kullanım niteliğinde olduğunu, markalar arasında iltibasa mahal verir nitelikte benzerliğin de bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı .... vekili, davacının tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, faaliyet alanı dışındaki markalarını kullanmadığını, kullanılmayan alanlara ilişkin markasının hükümsüz hale geldiğini, müvekkilinin tanınan bir kişi olduğunu, markasının kendi isim ve soyadından oluştuğunu, iltibasın varlığının değerlendirilmesi sırasında markanın bir bütün halinde ele alınmasının gerektiğini, bu anlamda davacı markası ile müvekkilinin başvurusuna konu marka arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; iltibas tehlikesinin varlığının değerlendirilmesi sırasında markanın bir bütün olarak ele alınmasının gerektiği, tanınmış bir kişi olan davalı markasının kendi ad ve soyadından oluştuğu, bu itibarla başvuruya konu markanın doğrudan davalıyı işaret ettiği, başvuruya konu markanın görsel, sescil ve anlamsal olarak davacı markasıyla benzerliğinin de olmadığı, davalı başvurusunun kötüniyetli olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.