20. Hukuk Dairesi 2016/4842 E. , 2016/6845 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki marka ve haksız rekabet hukukuna ilişkin davada Amasya 2. Asliye Hukuk (Ticaret) ve Amasya 3. Asliye Hukuk (Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, haksız rekabetin önlenmesi istemine ilişkindir.
Amasya 2. Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, davanın markaya tecavüzün önlenmesi davası olduğu, uyuşmazlığa 556 sayılı KHK hükümlerinin de uygulanması gerekeceği ve Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
Amasya 3. Asliye Hukuk (Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk) Mahkemesi ise, davaya konu uyuşmazlığın, TTK 56 vd. maddelerinde öngörülen haksız rekabete dayalı olması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
TTK’nın 5. maddesine göre, iktisadi rekabetin objektif iyiniyet kurallarına aykırı her türlü suistimali haksız rekabettir. Bu madde ile hâkime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir. Kanunun amacı, ekonomik alanda doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlâlini önlemek olup, 57. maddede de sınırlayıcı olmamak kaydıyla iyiniyet kurallarına aykırı hareketler 10 bent halinde gösterilmiştir. 5. bentde, "Başkasının emtiası, iş mahsulleri faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek şekilde, ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarını kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arzetmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun ekinde bulundurma" eylemlerine yer verilmiştir. 10. bentde de “Rakipler hakkında cari olan kanun, nizamname, mukavele veyahut mesleki veya mahalli adetlerle tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet edilmemesi” de haksız rekabet olarak sayılmıştır. Rakip olmayanlar bakımından eylemin, 56. madde ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira, haksız rekabet hükümleri sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar.
556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 71. maddesinde "Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir." hükmü getirilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili müvekkilinin 15/06/1991 tarihinden beri 24 yıldır eğitim öğretim hizmetleri alanında faaliyet gösterdiğini, kurulduğundan bu yana ... ... ibaresini kullandığını, vakfın bu isim altında özel okullar, dershaneler, çocuk yuvaları ve ana okulları açmak, her türlü yardım faaliyetinde bulunmak konusunda tek yetkili olduğunu, davalı şirket bünyesinde faaliyet gösteren ... ...Temel Lisesinin ise 2014 yılında kurulduğunu, eğitim öğretim alanında faaliyette bulunduğunu ve müvekkilinin uzun yıllardır kullandığı ... ... ifadesini panolarda, tanıtıcı reklamlarda, yazışma evrakında ve ticaret unvanında kullanmakta olduğunu, bu durumun müvekkili adına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, müvekkilinin davalı şirketle hukuki veya ekonomik bağının olmadığını, davalı şirkete teşebbüsünü sona erdirmesi ve vakfa ait ismin kullanılmaması konusunda ihtar çekildiğini ancak herhangi bir netice alınamadığını, söz konusu ... ... ibaresinin münhasır bir hak olup, vakıfla ilgisi bulunmayan kurum ve kuruluşların bu ismi kullanmak suretiyle bir takım faaliyetlerde bulunmasının yargı kararları gereğince yasak olduğunu, bu isimden faydalanılarak vakfın maddi ve manevi zararlarına yol açıldığını belirterek, davalının davacının isim hakkına yönelik tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, bu durumun önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, ...ibaresinin tek başına veya başka bir ibareyle kullanılmasının önlenmesi, bu türden metaryalin imha edilmesi, ticaret sicil kayıtlarından çıkartılması, verilecek hükmün gazetede yayımlanmasını talep ve dava etmiştir.
Tescilsiz marka yönünden TTK"nın 56 ve 57. maddeleri anlamında haksız rekabet; tescilli marka yönünden 556 sayılı KHK"nın 61. maddesi anlamında markaya tecavüz hükümleri uygulanır. Somut olayda davacı, TPE nezdinde tescil edilmiş bir tescilli marka hakkına da dayanmadığına, ticaret sicilinde kayıtlı olan kendi vakıf adlarının davalı tarafça ticaret ünvanı olarak kullanılmasına dayandığına göre uyuşmazlığın çözümünde TTK"nın uygulama yeri bulacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davaya bakma görevinin ticaret mahkemesinin görevi dahilinde olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın ticaret mahkemesi sıfatıyla Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Amasya 2. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.