17. Hukuk Dairesi 2016/2967 E. , 2017/11450 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacıların eşi ve babası olan ..."nın işleteni ve sürücüsü olduğu davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan araç ile 28/06/2014 tarihinde gerçekleşen çift taraflı kazada davacıların murisi ..."nın vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere her bir davacı için 1.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili; 24.06.2015 tarihli dilekçesi ile dava değerini davacı ... yönünden 90.150,85 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, davacılar murisinin kazada asli ve tam kusurlu olması sebebiyle tazminat hakları bulunmadığı ve araç sürücüsü olması nedeniyle davacıların ... kapsamında 3.kisi konumunda kabul edilemeyeceğini, kendi kusuru ile zararın doğumuna ya da artmasına sebebiyet veren işleten/sürücünün kusurundan yansıma yolu ile destek görenlerin yararlanmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacılar ..., ..., ..., ... ve ..."nın davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının
reddine; davacı ..."nın davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının kabulü ile 90.150,85 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL"lik kısmına olay tarihi olan 28/06/2014 tarihinden itibaren, 89.150,85 TL"lik kısmına ıslah tarihi olan 24/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle zamanaşımı def"inin reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacı zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı ... şirketinin sorumlu olacağına (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar, HGK"nun 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 Esas-2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca) göre; davalı vekilinin tüm ve davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı ....’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya ... takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı ... şirketi ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir.
Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı ... şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, ... şirketlerine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı ... şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı ... şirketine 28.05.2014 tarihinde başvurduğu kabul edilerek 8 iş gün sonrası olan 09.06.2014 tarihinde davalı ... şirketinin temerrüde düştüğünün kabul edilmesi, hükmolunan tüm tazminat yönünden bu tarihte temerrüde düştüğünden, kabul edilen tüm tutara temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslahla artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm ve davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1.bendindeki “1.000,00 TL lik kısmına olay tarihi olan 28/06/2014 tarihinden itibaren, 89.150,85 TL lik kısmına ıslah tarihi olan 24/06/2015 tarihinden itibaren” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, yerine “90.150,85 TL"nin temerrüt tarihi olan 09/06/2014 tarihinden itibaren” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4.618,45 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.