4. Hukuk Dairesi 2020/677 E. , 2020/3614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/08/2013 gününde verilen dilekçe ile alacak ve menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; menfi tespit davasının reddine dair verilen 10/10/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, alacak ve menfi tespit işlemine ilişkindir. Mahkemece, menfi tespit davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalının, davacıya ait park halindeki iki araca çarpıp zarar verdiğini, zararı karşılamak amacıyla davacıya 6.000,00 TL bedeli bono düzenleyip verdiğini. ancak herhangi bir ödeme yapmadığını, araçlardaki hasarı gideren davacının söz konusu bonoya dayalı olarak kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla başlattığı takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, davalının başvurusu üzerine icra mahkemesince takibin durdurulmasına ve davacı aleyhine 2.400,00 TL. tazminat ile yargılama giderlerine hükmedildiğini, icra mahkemesi kararının yerinde olmadığını ve davacının davalıdan alacaklı olduğunu belirterek 6.000,00 TL alacağın tahsili ile davalının, 2.400,00 TL kötüniyet tazminatı için başlattığı icra takibi bakımından borçlu olunmadığının tespiti isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; 25/11/2014 tarihli kararında, menfi tespit davasının reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay .... Hukuk Dairesi’nin 19/09/2016 gün, 2016/1742 esas ve 2016/7944 karar sayılı ilamı ile eldeki davada birlikte açılan ve mahkemesince tefrik edilen alacak davasının sonucu beklendikten sonra menfi tespit istemi hakkında karar verilmesi gerektiğinden bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyulmak suretiyle verilen kararda ise menfi tespit isteminin reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinin 2. fıkrasında "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; mahkemece, 25/11/2014 tarihli oturumda davanın alacak istemi bakımından tefrikine karar verilmesine karşın re’sen tefrik işleminin yapılması gerekirken işlemin yapılmadığı, bozma sonrası tefrik kararının davacı vekili tarafından yerine getirilmesi hususunda kesin süre verilerek tefrikin yapılmasının beklendiği ve yapılmaması sebebiyle de beklenecek bir alacak davası olmadığının karar gerekçesinde açıklandığı anlaşılmaktadır. Davacının dava dilekçesi ve mahkemenin inceleme safahatı dikkate alındığında, eldeki davada halen devam eden alacak ve menfi tespit istemlerinin yer aldığı
anlaşılmaktadır. Şu halde mahkemece, yukarıdaki kanuni düzenleme de dikkate alınmak suretiyle davacının, alacak ve menfi tespit istemleri hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.