Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1444
Karar No: 2017/11443
Karar Tarihi: 11.12.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/1444 Esas 2017/11443 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/1444 E.  ,  2017/11443 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; 18/11/2006 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları aracın davacı ..."ın eşi, diğer davacıların babaları olan ..."in kullandığı araca çarpması sonucu ölümüne neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile her bir davacı için 100,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan; ... için 100.000,00 TL,... için 50.000,00 TL ve...için 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı..."dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacılar vekili; 19.02.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile ... şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere dava değerini ... için 274.073,00 TL,... için 14.504,00 TL ve ... için 19.118,00 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ... Şirketi vekili; davalı şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına göre ve azami poliçe limiti ile sınırlı olacağını ve dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; davalının olayın oluşumunda kusuru bulunmadığını ve talep edilen tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... için 179.654,80 TL,... için 2.644,32 TL ve ... için 3.024,14 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bu miktara davalı ... için olay tarihi olan 18/11/2006 tarihinden, davalı ... şirketi için ise dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine ve davalı ... şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine; davacı ... için 15.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL ve ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."dan olay tarihi olan 18/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında (aşağıda 2-a ve 3-a) nolu bentlerde belirtilen hususlar dışında) bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a-Davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat miktarının saptanması bakımından alınan ve mahkeme tarafından da hükme esas alınan 04.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda; davacının rapor tarihindeki yaşı(43) ile 18 yaşından küçük çocuğunun bulunmadığı gerekçesiyle % 2 evlenme ihtimali bulunduğu kabul edilerek, hesaplanan tazminattan bu oranda indirim yapıldığı görülmektedir.
    Vefat edenin bakımından yararlanan eşin yeniden evlenmesi veya fiili olarak bakım ihtiyacını karşılar biçimde birliktelik yaşaması halinde bakım ihtiyacının sona erdiği ve yitirilmiş destek ediminin yeni bir destek edimiyle karşılanmış olacağı dikkate alınarak hayatta kalan eşin desteklik süresi içerisinde yeniden evlenme ihtimalinin belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda, eşin yaşı, 18 yaşından küçük çocuk sayısı, sağlığı, görünümü, ekonomik durumu gibi etkenler değerlendirilerek bu belirlemenin yapılması gerekir.
    Dairemiz"in yerleşmiş içtihatları gereği; evlenme ihtimali oranları belirlenirken, destek gören eşin zararın doğduğu kaza tarihindeki yaşına göre, AYİM Evlenme İhtimali Tablosu"ndaki belirlemelerin esas alınması gerekmektedir. O halde, davacının kaza tarihindeki yaşı (36) ve 18 yaşından küçük 2 çocuğu bulunduğu gözetilerek, evlenme ihtimali oranının belirlenmesi gerekirken; hatalı biçimde, rapor tarihindeki yaşı esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    b-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 28.12.2013 tarih ve 28865 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.01.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 12 "(1) Tarifenin ikinci kisnunin ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.(2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez."hükmünü içermektedir.
    AAÜT 12.maddesi gözden kaçırılarak eksik vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    c-Yine AAÜT"nin 10. maddesinde ‘‘(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez...’’ şeklinde düzenlenmeye aykırı olarak, reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar lehine ... red vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    d-Yargılama sonucunda kısmen haklılık durumu ortaya çıktığında ve kısmen kabul-kısmen red şeklinde hüküm kurulduğunda, harçlar yargılama giderleri gibi haklı çıkma oranında taraflar arasında paylaştırılamayacaktır. Zira, davanın reddi dışında harç daima davalıya yükletileceğinden, diğer giderler gibi kazanılan, kaybedilen miktara göre tekrar bölüştürme yapmak mümkün olmayacaktır. Bu nedenle yargılama giderlerinde kabul ve red durumuna göre oranlama yapılırken harçlar oranlamaya tabi olmadığından harcın yargılama giderlerine katılarak oranlanması hatalı olup bozmayı gerektirir.
    3-Davalı davalı ...Ş. Vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a-Destekten yoksun kalma zararının hesabında desteğin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve pasif devrede zararın asgari geçim indirimsiz asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
    Somut olayda, desteğin pasif dönemine ilişkin tazminata esas geliri belirlenirken AGİ dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır. Bu nedenlerle, pasif döneme ilişkin hesaplamanın, AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden yapılması konusunda, ek rapor alındıktan sonra, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    b-Davacıların maddi tazminat talebinden sorumluluğuna karar verilen davalı sigortacının, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı sıfatıyla, meydana gelen zararı poliçe limiti dahilinde gidermekle yükümlü olduğu, yargılama giderlerinden de limiti oranında sorumlu olduğu, zarar miktarının limiti geçmesi halinde sigortacı aleyhine hükmedilen miktara ilişkin yargılama giderlerinin tamamından değil, sadece poliçe limitinin tazminat miktarına oranına göre sorumlu olduğu gözetilerek, poliçedeki limiti oranında yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmemesi de bozmayı gerektirmiştir.
    c-Davacı vekili dava dilekçesi ile maddi tazminat yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz talep etmiş olmasına rağmen, mahkemece davacılar vekilinin bu talebi (faiz türü) hakkında müspet veya menfi bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ...Ş"ye geri verilmesine 11.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi