Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/44536
Karar No: 2010/6341
Karar Tarihi: 09.03.2010

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/44536 Esas 2010/6341 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2009/44536 E.  ,  2010/6341 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı farkı alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmayı tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09/03/2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat Murat Akıncı ile karşı taraf adına Avukat Cüneyt Şenol geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı işçi açmış olduğu bu davada, davalı işverence işçilikte geçen süre için kıdem tazminatı ödenmiş olmasına rağmen 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olarak çalışılan dönem için kıdem tazminatı ödenmediğini ileri sürerek, fark kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur.
    Davalı işveren, işçilikte geçen dönem için kıdem tazminatının ödendiği ve memur ya da sözleşmeli personel olarak çalışılan süre için ise Emekli Sandığı Kanunu hükümleri çerçevesinde ödeme yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece,1475 sayılı yasanın 14. maddesinde öngörülen tavanın kamu düzenini ilgilendirdiği ve Borçlar Kanununun 19. ve 20. maddelerine aykırı sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine arar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili süresi içinde temyiz etmiştir.
    Kıdem tazminatı tavanı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    1475 sayılı yasanın 14. maddesinde, “Toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleriyle belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez” şeklinde kurala yer
    verilmiştir. Belirtilen üst sınır, “genel tavan” olarak adlandırılabilir. En yüksek devlet memuru da Başbakanlık Müsteşarı olduğundan genel tavan, bu görevdeki kişinin emekliliği halinde Emekli Sandığınca ödenecek olan bir yıllık ikramiye oranını geçemeyecektir.
    Genel tavan, iş sözleşmesinin feshedildiği andaki tavandır. Önelli fesih halinde önelin son bulduğu tarih tavanın tespitinde dikkate alınır. İstirahat raporu içinde iş sözleşmesinin işverence feshi halinde ise, rapor bitimi tarihi fesin yapıldığı tarih olarak sayılacağından, bu tarihteki tavan gözetilmelidir. İşverence ihbar öneli tanınmaksızın işçinin iş sözleşmesinin feshine rağmen ihbar tazminatının ödenmemiş olması halinde de önel süresi içinde meydana gelen tavan artışından işçinin yararlanabileceği Dairemizce kabul edilmektedir (Yargıtay 9.H.D. 13.4.1998 gün 1998/ 4280 E, 1998/ 6443 K.)
    Özel tavan ise 1475 sayılı Kanunun 14/6. fıkrasında öngörülmektedir. Buna göre, işçinin iş sözleşmesinin yaşlılık veya malullük aylığına hak kazanması ve T.C.Emekli Sandığına tabi olarak hizmetlerinin bulunması durumunda son kamu kurumu işverenince Emekli Sandığına tabi hizmetleri için ödenmesi gereken kıdem tazminatı tutarı, anılan kanun hükümlerine göre ödenmesi gereken emeklilik ikramiyesi için öngörülen miktarı geçemez. Bir başka anlatımla işçiye ödenmesi gereken kıdem tazminatı tutarı o işçinin Emekli Sandığına tabi hizmetleri karşılığında kendisine ödenmesi gereken emeklilik ikramiyesini aşamaz. Bu özel tavan, işçinin yaşlılık veya malullük aylığının başlangıç tarihi esas alınarak belirlenir. Dairemizin istikrar kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır(Yargıtay 9.HD. 27.3.2006 gün 2005/ 29328 E, 2006/ 7379 K.).
    Kıdem tazminatının tabanını 1475 sayılı yasanın 14. maddesinde öngörülen her yıl için 30 günlük ücret oluşturur. Aynı maddede 30 günlük sürenin hizmet akitleri veya toplu iş sözleşmeleri ile işçi lehine olarak arttırılabileceği öngörülmüştür.
    4857 sayılı İş Kanununun yürürlülüğü öncesinde 1475 sayılı yasanın 98/D maddesine kıdem tazminatının yasaya aykırı olarak ödenmesi cezai yaptırıma bağlanmıştı. Sözü edilen hüküm 4857 sayılı İş Kanunu döneminde yürürlükten kaldırılmış olsa da, tavanı öngören 14. madde halen yürürlüktedir. Buna göre kıdem tazminatı tavanını öngören kuralın mutlak emredici olduğu kabul edilmelidir.
    Dairemizce de kıdem tazminatı tavanının yasada emredici şekilde düzenlendiği ve işçi yararına olsa da tavanı arttıran ya da tümüyle ortadan kaldıran sözleşme hükümlerinin geçerli olmadığı sonucuna varılmıştır(Yargıtay 9. HD. 4.5.2009 gün 2007/ 40721 E, 2009/ 12414 K ve Yargıtay 9. HD. 19.3.2009 gün 2007/ 39256 E, 2009/ 7460 K).
    İşçinin 5434 sayılı yasaya tabi hizmetlerinin tamamı için kıdem tazminatı ödeneceğini öngören yasa, ya da sözleşme hükümleri 1475 sayılı yasanın 14. maddesinin 6. fıkrasındaki özel tavanı bertaraf etmez Yargıtay 9.HD. 8.4.2003 gün 2002/21820 E, 2003/ 5911 K.).
    Somut olayda davacı işçiye, iş sözleşmesi imzaladıktan sonraki dönem için genel tavan esasına göre hesaplanan kıdem tazminatı davalı işverence tam olarak ödenmiş, 5434 sayılı yasaya tabi dönem için ise Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre ki, bu durumda 1475 sayılı yasanın 14/ 6. maddesindeki özel tavana uygun olarak ödeme yapılmıştır.
    Öte yandan, taraflar arasında imzalanmış olan iş sözleşmesinde, kıdem tazminatı tavanının bertaraf eden bir kurala da yer verilmiş değildir. İş sözleşmesinin 5. maddesinde bankada ve diğer kamu kurumlarında geçen süre için kıdem tazminatı ödeneceği öngörülmüş ise de, bu ödemelerin kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı yasanın 14. maddesi çerçevesinde yapılması gerektiği açıktır. İşçinin kıdem tazminatı tavanının aşacak şekilde menfaat temin etmesi mümkün değildir.
    Böyle olunca davacı işçinin fark kıdem tazminatı isteğinin reddine dair yerel mahkeme kararı yerinde olup, davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın bu ilave gerekçelerle ONANMASINA, davalı yararına takdir edilen 750.00 TL.duruşma avukatlık parası ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 09/03/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi