23. Hukuk Dairesi 2012/172 E. , 2012/482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatif ile iş karşılığı bir dubleks dairenin kendisine verilmesi şartı ile 11.03.2002 tarihli sözleşme imzalanarak anlaştığını, söz konusu anlaşmaya göre dairenin davacıya 2003 yılında teslim edilmesinin öngörüldüğünü, sözleşme gereğince davacının üç bloğun her türlü duvar işçiliğini yaparak edimini yerine getirdiğini, kooperatif yetkililerinden dairesini istemesine rağmen bu güne kadar dairenin teslim edilmediğini, kooperatifin edimlerini yerine getirme imkanının da kalmadığını ve aleyhine davalar açıldığını ileri sürerek, şimdilik dubleks dairenin bedeli olan 80.000,00 TL" nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42 inci ve Kooperatif anasözleşmesinin 23 üncü maddeleri gereğince kooperatife ait bir meskenin satışı, satış vaadi ve bu anlama gelebilecek ve aidat ödemesinden muaf tutmayı ancak kooperatif genel kurulu yapabileceğinden davacının davasına dayanak yaptığı devir sözleşmesinin geçerli olmadığını, davacının konut veya konut tazminatı isteyemeceğini, sadece hak edişi talep edebileceğini, davacının, belirtilen sözleşmeyi imzalayan yönetim kurulu üyelerince "dubleks mesken statülü" ortak kaydının yapıldığını, 16.250,00 TL hak edişin aidat olarak takas/mahsup yapıldığını, davacının isterse istifa ederek birikmişlerini isteyebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı ile davalı kooperatif arasında yapılan 11.03.2003 tarihli sözleşme uyarınca davalı kooperatife ait üç bloğun her türlü duvar işçiliğinin yapılması karşısında bir dubleks dairenin kura çekimi sonucunda davacıya verileceğinin belirtildiği, ayrıca işçilik bedelinin 16.250,00 TL olarak tespit edildiği, daha sonra 16.250,00 TL aidat olarak kabul edilerek davacının davalı kooperatif ortaklığına kabul edildiği, davacının davalı kooperatif ortaklığının geçerli olduğu, davacı, her ne kadar davalı kooperatife üyelik ile ilgili bir talebinin olmadığını belirterek sözleşme gereğince hak ediş bedelini talep ediyor ise de davacının 21.12.2008 tarihli davalı kooperatif genel kurul toplantısına katılarak hazirun cetveline imza attığı, bu şekilde zımnen ve fiilen kooperatif ortaklığını kabul ettiği, davacının kooperatife ortaklığının geçerli olması karşısında davayı ortaklık hükümleri çerçevesinde değerlendirmek gerektiği, davalı kooperatifin halen faal olduğu ve çalışmalarını devam ettirdiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 10 ve devamı maddelerine göre geçerli bir ortaklıktan çıkma talebi olmaksızın hak ediş olduğunu iddia ederek davacının daire bedelinin ödenmesine karar verilmesini isteyemeyeceği, davacının ancak ortaklıktan çıkma hakkını kullanarak birikmişinin geri verilmesini isteyebileceği, bu yönde ise bir talebinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Mahkemece, davacının ortak olduğu kabul edilmiştir. Kooperatifin ortağına taahhüt ettiği konutu teslim etmesi, bunun mümkün olmadığının tespiti halinde ise tazminat ödemesi gerekmektedir. Daha önce davacıya verileceği kararlaştırılan konutun bir başkasına tahsis edilmiş olması, bir daha davacıya konut verilememesi sonucunu doğurmaz. Bu durumda, davacı tazminat istemiş ise de öncelikle kooperatifin elinde davacıya tahsis edilebilecek nitelikte bir konutun bulunup bulunmadığı usulüne uygun olarak belirlenmelidir. Bu husus, dosya kapsamı ve bilirkişi raporundan anlaşılamamaktadır.
Davacıya verilebilecek bir konutun bulunamaması halinde ise Dairemiz’in yerleşik uygulamasına göre, bu tür davalarda uygulanması gereken tazminat hesaplama ilkesi aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.
1-Önce, üyelere tahsis edilen konut veya işyerinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.
2-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir üyenin ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.
3-Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir üyenin, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.
4-Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan üyenin ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.
5-Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir üyenin yukarıda (2) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (3) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (4) numaralı bentte bulunan miktar, (3) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (4) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı üyenin bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarı olup, mahkemece (talep de değerlendirilerek) bu miktara hükmedilecektir.
O halde, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde, öncelikle, davacıya verilebilecek nitelikte bir konutun bulunup bulunmadığı araştırılarak, varsa bu konutun tahsisine, konut bulunmaması halinde ise belirtilen usul çerçevesinde, 6100 sayılı HMK"nın 26/1 maddesi de gözetilmek suretiyle, tazminata hükmetmek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerekdirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.