Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/21909
Karar No: 2014/1498
Karar Tarihi: 30.01.2014

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/21909 Esas 2014/1498 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/21909 E.  ,  2014/1498 K.
  • TAPU İPTALİ
  • VEKALET GÖREVİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI
  • VEKİLİN SORUMLULUĞU
  • TAPU SİCİLİNE İYİNİYETLE DAYANMA
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 2
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 1023
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 1024
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 390
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 506

"İçtihat Metni"

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı O.. Y.. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davacının tapu iptali tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kısmen kabulü ile 82.493,70.-TL"si tazminatın davalılar C.. S.. ve O.. Y.. dan 03.03.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının kayden maliki olduğu 14 parselde 23 nolu bağımsız bölümün 24.12.2009 ve 30.12.2009 tarihinde vekil tayin ettiği davalı C.. S.. tarafından 2.vekaletname kullanılmak suretiyle davalı O.. Y.."a 30.12.2009 tarihinde 63.000.-TL bedelle satış suretiyle temlik edildiği,Oktay"ın da anılan taşınmazı 03.03.2010 tarihinde diğer davalılar Sefa ve Gökser"e 58.000.-TL"ye devrettiği anlaşılmaktadır.
Davacı, davalı C.. S.."ın kendisini inşaatçı olarak tanıtan H. U."nun şoförlüğünü yaptığını, H., güven telkin etmesi ve ikamet ettiği dava konusu taşınmaz karşılığında inşa edeceği yeni bir taşınmaz vereceğini vaad ettiğini, taşınmaz başka birine satılsa dahi inşaatı bitene kadar burada oturacağı garantisini verdiğini, bunun üzerine davalı C.. S.."a, adına kayıtlı 14 parseldeki 23 nolu bağımsız bölümün satışı için vekaletname verildiğini ve davalı C. bu vekaletname ile taşınmazı önce O.. Y.."a sattığını, O.. Y.."ın da S.. K.. ve G.. K.."a devrettiğini, dairenin sürekli el değiştirdiğini böylece dolandırıldığını anladığını ve Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/5426 Soruşturma sayılı evrakı ile şikayette bulunduğunu, ortada gerçek bir satış olmadığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil, mümkün olmaz ise bedel istekli eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; Borçlar Kanununun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
Borçlar Kanununda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve anılan yasanın 390/2. maddesinde "vekil, müvekkiline karşı vekaleti hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir..." hükmüne yer verilmiştir. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 506/2. maddesi) Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin birinci fıkrası uyarınca sorumlu olur.
Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi Türk Medeni Kanunun 3. maddesi anlamında iyiniyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekil eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Türk Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
Somut olaya gelince,davalı vekil Cevat"ın dava dışı Hakan"ın çalışanı olduğu,,birlikte inşaat işiyle uğraştıkları,davacıdan alınan vekaletname ile taşınmazın satışı konusunda müşteri arayışına girdikleri,davacıya yapacakları başka inşaattan ev ve bir miktar para verileceğinin konuşulduğu,taşınmazın kısa aralıklarla el değiştirdiği,ayrıca soruşturma dosyasında davalı Oktay"ın, taşınmazın satış bedeli olan 85.000.-TL"yi vekil Cevat"a verdiğini ve taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını beyan ettiği dikkate alındığında ve mahkemece dinlenen tanık beyanları ve savcılık dosyasında bulunan ifadeler incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının satış iradesinin olduğu,nitekim satış iradesine uygun biçimde satış işleminin yapıldığı ancak bedelin davacıya ödenmediği, resmi akde göre de bedelin vekile ödendiği; öte yandan, ikinci el konumunda olan kayıt makili, davalılar Sefa ve Gökser"in öğrenci oldukları, başka bir ilde bulunan taşınmazlarını satıp dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldıkları TMK"nin 1024. maddesi aracılığı ile 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacakları, diğer bir deyişle iyiniyetli oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, iptal tescil isteğinin reddedilmesinde ve bedele hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Ancak; taşınmazın bedelinin vekilden tahsiline karar verilmesi gerekirken davalı Oktay ile birlikte müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı Oktay vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi