23. Hukuk Dairesi 2011/2113 E. , 2012/477 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperati üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin... Konut Yapı Kooperatifi"ne ortak olduğunu ve kur"a da A7/2 blok 5 nolu dairenin müvekkiline isabet ettiğini, konut tapuları ortaklara dağıtıldıktan sonra tasfiye sürecinde kooperatifin işletme kooperatifine dönüştürüldüğünü, kooperatif adına tapuda kayıtlı taşınmazların davalı işletme kooperatifi üzerine geçtiğini, kendisinin de otomatikman davalı işletme kooperatifi ortağı olduğunu, 2008 yılında taşınmazı 3. bir kişiye devrettiğini, kooperatif üzerine kayıtlı taşınmazların satımından fazla pay alma amacıyla, yönetim kurulunun 22.02.2010 tarih ve 153 sayılı kararıyla ana sözleşmenin 10/2 maddesindeki "Site dahilinde konut maliki, oturma hakkı sahibi, genel hizmet tesislerinden birinin maliki veya kiracısı olmak" şartı kalktığı gerekçe göstererek, müvekkilinin de içinde bulunduğu 87 ortağın ortaklıktan çıkardığını... Konut Yapı Kooperatifi anasözleşmesinde olmayan hükmün davalı kooperatif anasözleşmesine konularak müvekkilinin ortaklığından çıkarıldığını ileri sürerek, müvekkili hakkında verilen çıkarma kararının iptalini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kooperatif anasözleşmesinin 10 uncu maddesindeki ortaklık şartlarını kaybedenlerin 14 üncü maddeye göre ortaklıktan çıkarılabileceğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 15/2 maddesine göre taşınmaza bağlanmanın varlığı halinde taşınmazın veya işletmenin devredilmesinin, ortaklığın yitirilmesi sonucunu doğuracağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı kooperatifin öncesinde konut yapı kooperatifi olduğu, davacının bu kooperatife üye olup, 5 nolu dairenin maliki bulunduğu, daha sonra kooperatifinin işletme kooperatifine dönüştüğü, davacının 5 nolu dairesini 24.10.2007 tarihinde sattığı, davalı kooperatif yönetiminin ana sözleşmenin 10 uncu maddesi dikkate alınarak taşınmazlarını satan kooperatif ortaklarından 87"si hakkında 22.02.2010 tarihinde ihraç kararı aldığı, her ne kadar ana sözleşmenin 10 uncu maddesinde kooperatife ortak olabilmek için "site dahilinde konut maliki ......olmak gerekir" şartı var ise de, bu şartı yitiren ortağın doğrudan doğruya hiçbir ihtar yapılmaksızın üyelikten çıkarılmasının doğru olmadığı, yerleşik uygulamaya göre davacı tarafa üyelik şartlarını yeniden kazanması için bu hususta kooperatifin ihtarname göndererek ve makul bir süre vererek davacıyı temerrüde düşürmesinin gerekli olduğu, böyle bir ihtarnamenin keşide edildiğinin iddia ve ispat olunmadığı, bu nedenle aksi yöndeki bilirkişi raporuna bu nedenle itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı kooperatif yönetim kurulunun 22.02.2010 tarihli ve 153 karar nolu ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, kooperatif ortaklığından çıkarma kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, varsa site yönetim planının temini ve taşınmaz devri sonrasında davacının, aidat yatırıp yatırmadığı, davacıya bu süre içerisinde kar payı dağıtılıp dağıtılmadığı, genel kurullara çağrılıp çağrılmadığı araştırılarak davacının, davalı kooperatifle olan bağlantısının devam edip etmediği, davacının taşınmazını devralanın kooperatife ortaklık başvurusunun bulunup bulunmadığı, böyle bir başvuru varsa sonucunda bu kişinin kooperatife ortak yapılıp yapılmadığının, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 15/2 ve kooperatif anasözleşmesinin 10. ve 14 üncü maddeleriyle birlikte tartışılması ve ayrıca davacının halen "genel hizmet tesislerinden birinin maliki" olup olmadığı hususlarının tartışılarak oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2) Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle,diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.