1. Hukuk Dairesi 2014/11 E. , 2014/1477 K.- VEKALET GÖREVİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI NEDENİYLE TAPU İPTALİ
- VEKİLİN TAZMİNAT SORUMLULUĞU
- TAŞINMAZIN DAVA TARİHİNDEKİ RAYİÇ BEDELİ
- TAŞINMAZIN TEMLİK TARİHİNDEKİ DEĞERİ
- TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 2
- TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 683
- TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 1023
- TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 1024
- 1982 ANAYASASI (2709) Madde 35
- HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 390
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kısmen kabublü ile davalılardan İ.. T.."dan tahsiline, davalı A. T. aleyhine yöneltilen davanın ise reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı İ.. T.. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi.....raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava; vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece; tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kısmen kabulü ile davalılardan İ.. T.."dan tahsiline, davalı A.. T.. aleyhine yöneltilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 476 ada, 8 parsel sayılı taşınmazdaki 348/512 payın, davacılara ve dava dışı iştirakçilere babaları H.T.dan miras yoluyla intikal ettiği, tüm mirasçıların ayrı ayrı noterde düzenlenen vekâletname ile intikal işleminin yapılması ve payların satışı konusunda vekil kıldıkları İ.. T.."ın anılan taşınmazdaki 348/512 payı 22/12/1999 tarihli satış akdi ile iştirakçilerden M.T. temlik ettiği, böylelikle satınalma ve intikalen toplam 3/4 pay sahibi olan dava dışı M. T. ile İstanbul Belediyesinin çekişmeli taşınmazda paydaş oldukları, daha sonra 476 ada, 8 parsel ile vekil İ.. T.."a murisinden intikal eden 476 ada, 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşaat yapılmak üzere 19/09/2002 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, anılan sözleşmede 8 parsel üzerinde inşaa edilecek binanın yükleniciye, 7 parseldeki binanın ise M.. T.. ve A.. T.. mirasçılarına bırakılmasının kararlaştırıldığı ve sonuçta 10 ayrı bölümden oluşan ve halen kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulu olmayan parselde 3. Kişilere pay satışının gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde; mirasbırakandan intikal eden 476 ada, 8 parsele bina inşa edilmek üzere yükleci ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapması için davalıları 06/08/1999 tarihli vekaletname ile vekil kıldığını, payına isabet eden dairenin verileceğinin kararlaştırıldığını, İstanbul"da yaşayan akrabaları vasıtasıyla taşınmazda inşaat yapıldığından haberdar olduğunu, pay satışı nedeniyle bedel ödenmediği gibi payına karşılık gelen dairenin de devredilmediğini, okuma yazması olmamasından yararlanılarak satış yetkisi içeren vekaletname alındığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu iptal ve tescil davaları kayıt maliki ya da malikleri aleyhine karşı açılır. Bu şekilde açılan dava sonucu verilecek hüküm infaz kabiliyeti taşır. Kayıt malikinin taraf olmadığı bir dava sonunda verilecek hüküm malikin taşınmaz mülkiyetini yitirmesi sonucunu doğurur ki bu da hem Anayasanın 35. maddesinin teminatı altında bulunan TMK"nun 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına aykırı düşer. Hem de gerek 1086 sayılı HUMK"nun gerekse 6100 sayılı HMK"nun temel ilkesi olan, davada karar altına alınacak hakkın ilgilisinin, davacı ve davalı sıfatı ile yer alması ilkesi zedelenmiş olur.
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; çekişmeye konu 476 ada, 8 parsel sayılı taşınmazın dava dışı M.T. adına kayıtlı olduğu, ne var ki kayıt malikine husumetin yöneltilmediği, davada taraf olarak yer almadığı, gözetilmek suretiyle iptal ve tescil davasının reddi ile terditli istek olan bedelin vekil İ.. T.."dan tazmini yönünde hüküm kurulmuş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı İ.. T.."ın temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,
Davacının temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece bedele hükmedilmesi doğru ise de, 476 ada, 8 parselde davacıya isabet eden payın dava tarihindeki rayiç değerinin belirlenmesi ve bu değer üzerinden işleyecek yasal faizi ile birlikte bedele hükmedilmesi gerekirken temlik tarihindeki değer esas alınarak, adalet ilkesi gözardı edilmek suretiyle hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.