8. Hukuk Dairesi 2018/3249 E. , 2019/4058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 4186 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin müvekkili ..., 1/2 hissesinin diğer müvekkili ..." e ait olduğunu, dava konusu taşınmaza davalı idarece yol yapımı şeklinde kamulaştırma yapılmaksızın haksız olarak elatıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerinin maliki olduğu dava konusu taşınmaza davalı ... tarafından 20/01/2009 tarihinde fiilen el koyma nedeniyle mahrum kaldıkları 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 yıllarına ait yıllık geliri 2.000,00 TL"den geriye dönük 5 yıllık gelir toplamı 10.000,00 TL"nin her dönem sonu ve dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili idarece dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığını ve müvekkili idarece kullanılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava; ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu 26 parsel sayılı, 5.827,41 metrekare yüzölçümlü, iki adet kargir bina ve bahçe vasıflı taşınmaza davacıların 1/2’şer oranda malik olduğu, Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/467 Esas sayılı davasında eldeki davanın davacıları tarafından, davalımız ... ve dava dışı Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhlerine, davamıza konu taşınmazla ilgili kamulaştırmasız elkoyma nedeniyle tazminat davası açıldığı, dava konusu taşınmazın (krokide A ile gösterilen 534,72 m2 ve B ile gösterilen 667,60 m2 kısıma ) yol olarak fiilen elatıldığının tespit edildiği, elatan idarenin ... olduğu, elatılan kısmın kamusal hizmete açık ve kalıcı nitelikte olduğunun tespit edildiği, davanın derdest olduğu sabittir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm tesis etmeye elverişli değildir. Davacı yan, dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış, davalı taraf ise tanık deliline dayanmamış olup, mahkemece ilgili tarafa tanıklarını bildirmesi hususunda süre verilmemiş ve dosyada tanık dinlenmemiştir. Şu halde mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu yerde yeniden keşif icrasıyla davacı tanıklarının 6100 sayılı HMK"nin 243 ve 244. maddeleri uyarınca çağrılarak mümkün olduğunca taşınmaz başında keşif mahallinde dinlenilmeleri (HMK mad. 259, 290/2), haksız bir elatmanın bulunup bulunmadığının ve elatma söz konusu ise hangi tarihte yapıldığının belirlenmesi, yine yukarıda bahsi geçen taraflar arası görülen kamulaştırmasız elatma dava dosyasının istenip incelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 11.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.