10. Hukuk Dairesi 2009/16305 E. , 2010/1162 K.
"İçtihat Metni"......
Davacı, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirlerin peşin sermaye değeriyle, yapılan ödemelerin 506 sayılı Kanun uyarınca tazminine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davalılardan...... hakkındaki davanın Husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan .....arafından temyiz edilmesi üzerine, davacı Kurum Avukatının temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, temyiz eden davacı Kurumun tüm ve davalılardan .... Avukatı ile ......sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zararla sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, kanundan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması ve Anayasanın 152 ile 153. maddelerinde öngörülen düzenlemelere göre; Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması karşısında, ilk peşin değerli gelirler ile harcama ve ödemelerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı kısmına hükmedilmesi yasal gereği doğmuştur.Sigortalıya gelir bağlanmasına ilişkin kararda, sigortalıda oluşan % 100 sürekli iş göremezlik kaybı oranı bakımından 01.11.2000 tarihinde kontrol kaydı bulunmasına, giderek bu durumun sigortalıya bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değeri ve rücu alacağını oluşturan miktara doğrudan etkili olmasına göre; sigortalının sürekli iş göremezlik kaybı oranı kesin olarak belirlendikten sonra iş göremezlik oranındaki değişikliklerin sigortalıya
./...
-2-
bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değeri üzerindeki etkisi de gözetilmek suretiyle, olması muhtemel değişime göre belirlenen ilk peşin sermaye değeri üzerinden sonuca varılması gereğine karşın, dosyada mevcut peşin değer tablosundan ilk peşin değer miktarının tesbiti mümkün olmadığından, bu husus, araştırılmadığı gibi ilk peşin değere yanlış anlam vererek tüm tablonun esas alınması isabetsizdir.
Bu kapsamda, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi üzerinde durma gereği de bulunmaktadır.
“Kanunların geriye yürümesi veya yürümemesi konusunda mevzuatımızda genel bir hüküm yoktur. Ancak, toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak ve hatta, kanun koyucunun keyfi hareketlerine engel olmak için, öğretide kanunların geriye yürümemesi esası kabul edilmiştir. Buna göre, gerek Özel Hukuk ve gerekse Kamu Hukuku alanında, kural olarak her Kanun, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır, o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Hukuk güvenliği bunu gerektirir.
Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının istisnalarından birini, beklenen (ileride kazanılacağı umulan) haklar oluşturmaktadır. Kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin kurallar yönünden de kanunların geriye yürümesi söz konusudur. Yargılama hukukunu düzenleyen kanunlar da, ilke olarak geçmişe etkilidir (Prof. Dr. Necip Bilge, Hukuk Başlangıcı, 14. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara, 2000, sh: 193-194; Prof. Dr. A. Şeref Gözübüyük, Hukuka Giriş ve Hukukun Temel Kavramları, 18.Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2003, sh: 73).” (HGK 13.10.2004 t., 2004/10-528 E., 2004/533 K.)
5510 sayılı Kanunun 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gibi, rücuan tazmine ilişkin düzenlemenin, kanunun yürürlüğü öncesinde olup bitmiş olay ve ilişkilere uygulanmasını gerektirir yukarıda sıralanan istisnai durumlar kapsamında değerlendirilemiyeceği ve diğer taraftan, haklarında kısmen kabul kararı verilen davalıların hükmü temyiz etmemesi nedeniyle davacı Kurum lehine oluşan usulü kazanılmış haklar, bozma üzerine yürütülecek yargılama sürecinde göz önünde bulundurulmalıdır.
3-Kazalı sigortalıya ödenen sosyal yardım zammının başka dosyadan ödendiği belirtildiğine göre, bu ödemenin fiili ödemeye dönüşüp dönüşmediği araştırılmalı, 506 sayılı Yasanın 92. maddesi uygulandığı için bu ödemeler bir başka dosyadan ödenmiş ise bu hususta araştırılarak ilk peşin sermaye değerli gelir belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
../...
-3-
O halde, davalılardan......bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde davalılardan ......iadesine, 08.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....