1. Hukuk Dairesi 2013/15556 E. , 2014/1460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2010/963-2013/217
Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve itirazın iptali davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, itirazın iptali ve ecrimisil isteklerinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl dava elatmanın önlenmesi, itirazın iptali, ecrimisil, birleştirilen davalar ise ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda elatmanın önlenmesi talebi yönünden atiye terk edilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı, itirazın iptali ve ecrimisil isteklerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu kat irtifakı kurulu 4 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı meskenin davacılar ve davalılardan yaşı küçük D.. K..’ın miras bırakanı O.B. adına kayıtlı olduğu, davacıların asıl davada; çekişme konusu taşınmaza davalıların elatmasının önlenmesine, Bağcılar 2. İcra Müdürlüğünün 2002/4724 sayılı dosyası ile 2002 yılı Ağustos ve Eylül aylarına ait ecrimisil bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ve 2002 yılı Ekim ayı için 500.TL ecrimisilin davalılardan tahsili talep ettikleri, birleşen Bağcılar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/116 Esas, 2005/388 Karar sayılı dava dosyası ile de aynı taşınmaza yönelik Kasım 2002 ila Mart 2005 dönemi için ecrimisil talebinde bulundukları, asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen ilk kararın Daire’nin 2007/11671 Esas, 2008/1444 Karar sayılı ilamı ile, “… davalılardan S.’ın diğer davalı D.’nın velisi sıfatıyla aynı evde oturması nedeniyle S..hakkındaki davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır” denilmek ve araştırma eksikliğine değinilmek suretiyle bozulduğu, davacılar vekilinin 31.03.2009 tarihli oturumda, elatmanın önlenmesi taleplerine atiye bıraktıklarını beyan ettiği, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dosya yönünden ecrimisil talebinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, davalılar vekili tarafından temyizi üzerine, bu kez Daire’nin 2010/3603 Esas, 2010/5463 karar sayılı ilamı ile önceki bozma ilamında değinilen biçimde inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, öte yandan, itirazın iptali isteği yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek bozulduğu, anılan 2. bozma ilamından sonra davacılar tarafından bu kez yaşı küçük davalı Damla Buse aleyhine 15.03.2005-22.04.2008 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil talebine ilişkin olarak Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/158 Esas, 2011/81 Karar sayılı davanın açıldığı ve asıl dava ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 Sayılı HMK 297/2. maddesi uyarınca; (1086 Sayılı HUMK’nun 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” Öte yandan, kazanılmış hakların korunması gerektiği tartışmasızdır.
Ne var ki, mahkemece oluşturulan hükmün yukarıda açıklanan ilkeleri kapsar şekilde olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Hal böyle olunca, davacıların asıl ve birleşen davalardaki itirazın iptali ve ecrimisil talepleri ile faiz başlangıç tarihleri yönünden; davaların geçirdiği aşamalar ve bozma ilamları da değerlendirilmek suretiyle kazanılmış hakların korunması gerektiğinin nazara alınması, birleşen Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/158 Esas, 2011/81 Karar sayılı davasında yalnız davalı D. B.’ye husumet yöneltildiğinin gözetilmesi, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davalıların her birine yüklenen borç ve tanınan hakların açık ve şüphe uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru olmadığı gibi, hüküm altına alınan ecrimisil bedeli için faiz başlangıç tarihlerinin infazda tereddüt oluşturacak şekilde hem dava tarihi, hem de dönem sonları ibareleri kullanılmak suretiyle hüküm oluşturulmuş olması da isabetsizdir.
Tarafların açıklanan yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.