Esas No: 2021/36798
Karar No: 2022/4560
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/36798 Esas 2022/4560 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin mühür bozma suçundan mahkumiyetine karar verdi. Ancak kararda bazı eksiklikler tespit edildi. Öncelikle, sanığın hangi fiil/fiiller nedeniyle suçlandığı kesin olarak belirlenmeden hüküm kurulduğu ve çelişkili ifadeler kullanıldığı belirtildi. Ayrıca, sanık hakkında farklı tarihlerde işlenen mühür bozma suçlarının zincirleme suç oluşturabileceği düşünülerek, bu dosyaların incelenmesi gerektiği vurgulandı. Yargılama giderleri hesaplanırken, kanundaki değişikliklerin dikkate alınması gerektiği hatırlatıldı. Son olarak, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bir kanun maddesi hakkında yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtildi. Kararda, CMK'nin 231. maddesi, 225. maddesi, TCK'nin 43/1, 53. maddeleri ve 5237 sayılı TCK kapsamında yapılan uygulamanın Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
CMK’nin 231. maddesinin 8. fıkrasının son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 25.02.2011 tarihinden, denetim süresi içerisinde ikinci suçun işlendiği 10.10.2012 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
1) 5271 sayılı CMK’nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu olan Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 17.09.2009 tarih ve 2009/13140 Esas sayılı iddianamesinin başlık kısmında suç tarihinin 15.06.2009 olarak gösterildiği, iddianame anlatımında ise 13.05.2009 tarihinde gerçekleşen mühür bozma fiilinin dava konusu edildiği, sanık hakkında hem 13.05.2009 hem de 15.06.2009 tarihli mühür bozma fiilleri nedeniyle suçu duyurusunda bulunulduğu dikkate alınarak; iddianamenin açıklattırılması suretiyle iddianame ve davaya konu fiil/fiillerin kesin olarak belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yargılamaya devamla hüküm kurulması,
2) İncelemeye konu 18.06.2015 tarihli hüküm fıkrasında, sanık ...'ın "işyerinin ruhsatsız olması nedeniyle 17.12.2008 tarihinde mühürlendiği halde 15.06.2009 ve 13.05.2009 tarihlerinde" mühür bozma suçunu işlediği belirtildiği halde, hükmün gerekçesinde ise "sanığın işyerinin ruhsatsız olması nedeniyle 17.12.2008 tarihinde belediye elemanlarınca mühürlendiği halde 15.06.2009 tarihinde" mühür bozma suçunu işlediği kabul edilip çelişkiye neden olunması,
3) Kabule göre de;
a) Sanığın, 13.05.2009 ve 15.06.2009 tarihli fiillerinin zincirleme biçimde işlenmiş mühür bozma suçunu oluşturması nedeniyle TCK'nin 43/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Sanığın savunmasında, aynı iş yerinin 28 kez mühürlendiğini beyan etmesi karşısında; aynı iş yerine ilişkin farklı tarihlerde işlenen mühür bozma suçlarının, düzenlenen iddianame tarihine kadar zincirleme mühür bozma suçunu oluşturacağı nazara alındığında; sanık hakkında aynı iş yeri ile ilgili açılmış tüm dava dosyaları getirtilip incelenerek, irtibatlı dosyaların mümkünse birleştirilmesi, değilse gerekli belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içerisine konulması; sübutu kabul edilen mühür bozma fiilleri ile ilgili zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının veya mükerrer dava bulunup bulunmadığının tartışılması, kesinleşen hükümler var ise dikkate alınarak, sonradan sübutu kabul edilen fiil nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümler de uygulanarak tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
c) Yargılama gideri olarak hesaplanan miktarın, CMK'nin 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanunla eklenen değişiklik doğrultusunda terkin edilecek miktar olan 20,00 TL'nin altında kaldığı gözetilmeden, hazineye yükletilmesi yerine sanıktan tahsiline karar verilmesi,
d) 5237 sayılı TCK’nin 53.maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 17.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.