5. Ceza Dairesi Esas No: 2013/4903 Karar No: 2014/10695 Karar Tarihi: 10.11.2014
Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/4903 Esas 2014/10695 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi zabıt katibi olarak görev yapan sanığın, müşteki tarafından gönderilen bilirkişi ücretini dosyasına aktarmayarak tuttuğu iddiasıyla açılan davada, sanığın savunmasında belirttiği gibi geçici görevlendirilip görevlendirilmediği ve tanık Ahmet'in banka hesabına anılan kişiler tarafından müşteki vekiline para transferi olup olmadığı araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Sanığın suçu hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma niteliğinde kaldığı gözetilmediği için hüküm bozulmuştur. Ayrıca, kararda belirtilen TCK'nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi ve bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi karşısında, TCK'nın 7/2. madde-fıkrasındaki \"suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur\" hükmü gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğuna da işaret edilmiştir. Kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Detaylı olarak belirtilen kanun maddeleri şöyledir: Hukuk ve Tic
5. Ceza Dairesi 2013/4903 E. , 2014/10695 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2011/102718 MAHKEMESİ : İskilip Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 07/07/2010 NUMARASI : 2009/136 Esas, 2010/146 Karar SUÇ : Görevi kötüye kullanma
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: İskilip Asliye Hukuk Mahkemesinde zabıt katibi olarak görev yapan sanığın, müşteki tarafından gönderilen bilirkişi ücretinin mübaşir olan tanık Ahmet tarafından çekildikten sonra kendisine teslim edilmesine rağmen dosyasına aktarmayarak uhdesinde tuttuğunun iddia ve kabul edildiği olayda, sanığın suç tarihinde başka bir ilçede geçici görevle yetkilendirildiğini ileri sürmesi, tanık Ahmet"in ise banka hesabına sanık ve sanığın arkadaşı olan tanık Levent tarafından 200TL havale edildiğini, bu durumu Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimine sorduktan sonra delil teşkil edebileceğinden parayı çekerek savcılığa teslim etmek istediğini, kabul edilmeyince de müşteki vekilinin hesabına yatırdığını beyan etmesi nazara alınarak; sanığın savunmasında belirttiği şekilde geçici görevlendirilip görevlendirilmediği ile tanık Ahmet"in banka hesabına anılan kişiler tarafından ve hesabından müşteki vekiline para transferi olup olmadığı, bu paranın müşteki vekili hesabına kim tarafından ve ne zaman yatırıldığının saptanması ve ilgili Hakimin tanık olarak dinlenmesi, toplanan bu kanıtlarla eylemin sübuta ermesi halinde ise suç tarihinde yürürlükte olan Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğinin 16. maddesindeki "Tutanak yazıcılar, mübaşirler bir muamelenin yapılması için ödenmesi gerekli harç ve masrafları iş sahibinden alamazlar. Harç ve masraflar, vezne teşkilatı bulunmayan yerlerde Kalem Şefi veya Muavini tarafından iş sahibinden alınır. Vezne teşkilatı yapılmış olan yerlerde bu iş münhasıran veznedara aittir." 17. maddesindeki "Harç veya masraflarının tahsili için kendisine verilmiş olan Kalem Şefi veya Muavini vazife sebebiyle yerlerinden ayrıldıkları zaman iş sahiplerinin beklememesi için tedbir alırlar. Bu tedbirleri Reis veya hakimin tasvibine arz ederler." ve 33. maddesindeki "Keşif ve tatbikat mahallinde şahit dinleme gibi mahkeme dışında yapılacak muameleler için iş sahibi tarafından evvelce yatırılmış olan ücret, zabıt katibi tarafından vaktinde vezneden veya Kalem Şefi veya Muavininden avans olarak alınır ve muamelenin yapılması sonunda hakimin izni ile müstehliklerine verilir. Parayı alanları imzaları, taalluk ettiği evrak altına alınır. Avans olarak alınan paranın mahsubu yapıldıktan sonra geriye bir miktar para kalırsa o parayı zabıt katibi vezneye yatırır; vezne bulunmayan yerlerde Kalem Şefi veya Muavinine verir. Bu memurlar artan veya kendilerine verilen parayı sahiplerine reddiyat makbuzu mukabilinde geri verirler. Bu işlerin yapılmamasından veya geciktirilmesinden zabıt katibi ve Kalem Şefi ve Muavini mesuldür." hükümleri dikkate alındığında sanığın eyleminin hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçu niteliğinde kalacağı gözetilmeden eksik araştırmayla ve suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Hükümden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanunun 1. maddesi ile TCK"nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi ve bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi karşısında, TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri gereğince BOZULMASINA, 10/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.