9. Hukuk Dairesi 2010/2976 E. , 2010/6305 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Taraflar arasındaki, uğranılan zararın tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan 1-Aliye Sultan Alptekin, 2-İ.Vecdi Büyükyüksel ve davacı avukatlarınca istenilmesi davacı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.03.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Av.Mert Murat Erman ile karşı taraf adına 1-... adına Avukat..., 2... adına Avukat ..., 3-... adına Avukat ..., 4-... adına kimse gelmedi.5-... adına Avukat ..., 6-... adına kimse gelmedi. 7-... adına Avukat... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ... Şirketince açılan bu davada, işyerinde çeşitli kademelerde görev yapmış olan davalıların Borçlar Kanununun 321. maddesinde öngörülen özen borcuna aykırı davranışları sonucu kurumun zarara uğratıldığından sözedilerek 1.063.000 Amerikan Dolarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiştir.
Davalılar ise savunmalarında görevlerini gereği gibi yaptıklarını ve zarara sebebiyet vermediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini açıklamışlardır.
Mahkemece, davacı kurum ile dava dışı ... şirketi arasında 1992 yılında yapılan anlaşma sırasında teminat alınmamış oluşu sebebiyle teminat almaktan sorumlu olanların kusurlu olduğu, ancak üniteler arasındaki iş bölümü yeterince açıklanamadığı için bu sorumluluğun kime ait olduğunun belirlenemediği kabul edilmiş,
henüz davacı kurumun kesinleşmiş bir zararının bulunmadığı, alacağın teminatsız olması sebebiyle tahsil edilemeyeceği varsayımından hareket edilerek sonuca gidilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı işveren ile bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, davacı kurum ile dava dışı K.İrlanda’ da kurulu ... şirketi arasında 14.10.1992 tarihinde bilet satış sözleşmesi imzalanmıştır. Adı geçen şirketin sattığı öğrenci ve gençlik indirimli biletli yolcuların davacı şirkete ait uçaklara kabulüne başlanmış ve her ay davacı kurumca tanzim edilen faturalarla bilet bedelleri tahsil edilmiştir. Temmuz 2000 ayı ile Temmuz 2001- Nisan 2002 arası dönemde dava dışı ... şirketi tarafından ödenmeyen 11 adet fatura bedelleri toplamının 905.000 Amerikan Doları olduğu tartışmasız durumdadır.
Dava dışı ... şirketinin iflas ettiğinden tasfiye sürecine girdiği davaya konu ödenmeyen fatura bedellerinin davacı şirket alacağı olarak kaydedildiği de dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu arada dosya içinde bulunan tasfiye memurluğu tarafından düzenlendiği anlaşılan yazı içeriğinden, ... şirketinin borçlarının malvarlığı ile kıyaslandığında fazla olduğu, temettü oranının nihai alacağın %0,7 si oranında olabileceği ve ödemenin 2009 yılı birinci çeyreğinde yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Dosya içinde tercüme bir örneği bulunan 14.10.1992 tarihli sözleşme, davacı kurum ile dava dışı ... şirketi arasında 12 aylık olarak düzenlenmiş ve sözleşme hükmüne göre 3 ay öncesinden ihtar edilmediği için yenilenmiştir. Sözleşmenin konusu, öğrenci, genç yolcular ile mükellefiyet altındaki çocuklar ve eşlerinin ayrıca ... kadrosunun... tarifeli uçaklarında taşınması olarak belirlenmiştir. Ayda bir kez fatura düzenleneceği ve uçuş kuponları ile birlikte ... şirketine gönderilerek tahsil edileceği de sözleşmede açıklanmıştır. Sözleşmenin 7.5. maddesinde, ... şirketinden 60.000 Amerikan Doları teminat alınacağı ve her üç ayda bir teminatın gözden geçirileceği kararlaştırılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda, davacı kurum ile dava dışı ... şirketi arasında 1992 yılında yapılan sözleşme sırasında teminatın alınmadığı belirlenmiş, ancak bu işlemden kimin sorumlu olduğunun tespit edilemediği açıklanmıştır. Raporda davalı işçiler bakımından çeşitli değerlendirmeler yapılmış, ancak zarar unsurunun gerçekleşmemesi sebebiyle rücu sorumluluğunun doğmadığı görüşü belirtilmiştir.
Davacı işverenin davalılar hakkında açmış olduğu bu davada, davalıların Borçlar Kanunun 321. maddesine göre özen borcuna aykırı davranmaları sonucu bir zarar oluştuğu ileri sürülmekte ve bu zararın davalılardan tahsili talep olunmaktadır. Buna göre dava, bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında sözü edildiği gibi bir rücu davası değildir.
Somut olayda uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davacı kurumun dava dışı ... firması ile olan ilişkisinin incelenmesi gerekir. Sözleşme kapsamında ödenmeyen fatura bedellerini ilgilendiren ve sözleşmeden doğan bir borç söz konusu olup tasfiye masasına borcun bildirildiği anlaşılmaktadır. Tasfiye memurluğunca dosyaya bildirilen yazı içeriğine göre sözleşmeden doğan borcun çok azının tahsili mümkün olabilecektir. Bu durumda ... şirketinin tasfiyesi sürecinin davaya etkisi ve konunun ticaret hukukunu ilgilendirmesi sebebiyle, üniversitelerin icra iflas hukuku ve ticaret hukuku kürsülerinden seçilecek öğretim üyesi bilirkişilerle havacılık işlerinden anlayan uzman bir bilirkişiden oluşan heyetten rapor alınmalı ve davacı kurum ile USİT şirketi arasındaki sözleşmenin başından sonuna kadar sürecin değerlendirilmesi istenmelidir. Bundan başka ... şirketiyle ilgili iflas ve devam eden tasfiye işlemleri incelenmeli ve bu davaya etkisinin olup olmadığının
değerlendirilmesi yapılmalıdır. Bu aşamaların ardından davacı kurumun bir zararının oluşup oluşmadığı belirlenmelidir. Zararın saptanması durumunda davalı işçiler bakımından kusur yönünden değerlendirmeye gidilmeli, davalıların görev tanımı ve unvanları ile fiilen yürüttükleri görev ve süresi dikkate alınarak dönemsel sorumluluklarının olup olmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konulmalıdır. Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 750.00 TL.duruşma avukatlık parasının davacıya, davacı yararına takdir edilen 750.00 TL duruşma avukatlık parasının ise davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.03 2010 gününde oybirliği ile karar verildi.